دعوة
-"çile" gibi-
Dağların kaçtığı yüke hamalım
Bütün bir kàinat menzil davet’e
Bir lokma bir hırka tüm helâl malım
İstemem konmayı fàni lezzete
İnsan hayat kàinatın sırrını
Aradım ruhani cihette buldum
Salladım başımı dört bir yana da
Amelin makbulun niyette buldum
Ben anlatamadım anlamadılar
Gàibten maluma yol olduğunu
Sır’ati müstakim denen bir yol var
Bilmezler ne sağ ne sol olduğunu
Gölgem hep önümde ardında hep ben
Zaman zaman uzar kısalır gölgem
Bu soruyu bir soran olmadı neden
Gün batışı nerde kalır gölgem
Desenle zamanın âlâkası ne
Benim mi yılllarla yorulan beden
Yeninin eskiye bu cakası ne
Öncelik sırası kimde ve neden ?
Bakıpta görmeyen binlerce gözde
Görüpte bakmayan ne cevherler var !
İnsan-hayat-kâinat hep bu izde
Şol cennetten akan ne kevserler var !
Aynadaki akis yalan mı şimdi ?
Yalansa gözüme yansıyan nedir ?
Adalet yok devir talan mı şimdi ?
Hep ayak altına serilir sedir !
Bu nasıl bir hayat her şey yabancı
Bildik bir dost çehre yok mu çevremde ?
Tıbben bulunmuş mu böyle bir sancı ?
Benim gibi çeken çok mu çevremde ?
DAVET mağarada örümcek ağı
Mekkeyle Medine arası yoldur
Davet sevdalıya bir Hira dağı
Hira dağı bile ALLAH’a kuldur
Karanlık suçluyu saklayan perde
Karanlık güneşin öbür yüzüdür
Karanlık yerde ve gökte her yerde
Karanlık ruhumun içi,özüdür
Neden korku nedir bunca karanlık
Yeter rüyadaki kovalamaca !
Bir huzura ersem söyle bir anlık ..
Erecegim sanki sonsuz amaca !..
Nasıl geliyorum ben bu dünyaya ?
Perdeler ötesi o alem nasıl ?
Nasıl sığıyor ki her şey rüyaya ?
Tüm bu senaryoyu yazan kim asıl ?
Koştuğum yolların sonu belirsiz ..
Hedef kurnaz amaç kaypak vesselâm !
Alaca karanlıkta sade bir iz ;
Kıbleden doğmada yalnızca İSLAM !...
Kitap dolu ilmin içinde kaldım
Nerdesin yetiş ey nerdesin hocam
Okudukça sanki daha alçaldım
İlmi ALLAH için ver desin hocam
Azabla müjdele en sevdiğini
Kolay değil en zorları söylemek
Feda et bu yolda son sevdiğini
Davetin davete DAVET eylemek !..
28/01/1997