Eskitiyorum geçmişe dair ne varsa heybemde
maziye bırakıyorum yaşanmış kadar yaşanmamışlığı
yıllara meydan okuyor içimde bitmeyen mevsimler
sonbaharı dinliyorum sararan yapraklarda inat
aylar mı karıştı, mevsimler mi sevdalara
bitmeyen aşklar mı mevsimlere karıştı
olsun her mevsim yenileniyor bedenim
yazdan kalma bir gün yaşatıyor sonbaharım
özgürce geziniyorum ruhumun hoşluğunda
ve her gün yeniden yeniden sevdalanıyorum
mürekkebi kalemim aşka batık söz dinlemiyor
gene yazıyorum sana dair çıkınımda ne varsa
her kışın sonu bahardır hardır yazdır
hüzünle açıyorken papatya düşleri yardır
saklıyor tekrar kendini yeni sonbaharlara
gelip buluyor yaşanan damlalar kaderin cilvesine
Eylüller hüzün damıtırken toprağına inat
sarı gülün dik duruşu kırmızı güllere inat
küllüğüne külhan olmuş canlanıyor tekrar
bak gene sendeyim senliyim Eylüle inat
hadi ateşe kor yağmurlar yağarken
Rüzğara kapılmadan melteminle gel
geç olmadan suyum suyuna erimeden
sevgi sözcüklerinide al kaderin cilvesine
Eylüller kurumadan Eylülde gel sevgili
Gülay Göktürk