ŞEHİTLERE GÜLÜYORUM

 

  Bir taraftan geçmişe bağlı kalmak isterken bir taraftan popüler kültürün çapraz ateşi altında yaşamaya çalışırken ister istemez kafalar karışıp, ne yaptığını bilmeyen bir toplum haline getiriveriyor insanları. İlkesi, amacı, gayesi olmayan toplumlarda ağırlıkları olmadığı için en ufak bir rüzgârda savrulup gidiyorlar. Rüzgâr nerden eserse o yöne savrulmaya mahkûm oluyorlar. Böyle dönemlerde en büyük görev gönül ehli insanlara düşer. Yani ölümü aşk bilenlere,  Mevla’ya kavuşmayı vuslat bilenlere. Yani ölüm nedir ki gülüm diyebilenlere.

 

   Dünyayı yönetmek isteyenler, bu sistemi kurmadan önce rakip sistemlerin içini boşaltırlar. Geçmişte kominizm nasıl dünyadan tasfiye edildiğine, şeriat sisteminin nasıl yozlaştırılıp içinin boşaltıldığına bakarsak bunu daha iyi anlarız. 

 

   Muhterem kardeşlerim, değerli dostlarım, bu konuda yazmamak için kendimi çok zorladım. Bir taraftan da kendimi vebal altında hissettim. Yas tutmayı bir maharet sayan milyonları gördükçe çılgına döndüm. 

 

   Eğer örgütler, çeteler milyon dolar harcasalardı kendi reklamlarını bu kadar etkili yapamazdı. Bizler farkında olmadan öyle reklamlar yaptık ki akşam bizleri televizyonlardan seyreden örgütler, çeteler, piyonlar keyif çattılar, kahkahalarla güldüler bizlere. Adeta zalimlerden, cellâtlardan merhamet bekler gibi bir tavrımız vardı. Güya bunu din ve vatan adına yapıyorduk.

 

   İnsanlık var olalı üç önemli insan vardır benim için;

 

1.   Vatan için can veren 

2.   Din için can veren 

3.   Yar için can veren   

 

        İşte şehitlik mertebesi bu değerlerin üçünü de içine alır. Onun için çok değerli ve kıymetlidir. Dinimizde Peygamberlerden sonra gelir. Bizler her zaman Müslüman dindar olduğumuzu söyleriz. Çoğu profesörler konuşmaya başlarken %95’i Müslüman diyerek başlar. Bir Müslünanın en büyük ideali Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bütün hayatını bunun için harcar. Kazanıp kazanmayacağı şüphelidir. Çünkü çok derin bir yoldur. Aynı zamanda meşakkatlidir. Her aşaması tuzaklarla doludur. Vuslata erenler binde bir, var ya da yoktur.  

 

   Durum böyleyken bir insanoğlunun şehit arkasından ağlamasını oldum olası anlayamamışımdır. Şundan çok eminim bizler ağlarken, salya sümük karışırken onlar bize gülüyorlar. Beklide komik duruma düşüyoruz.

 

   Şunu artık kavramamız lazım. Bu kapitalizm elbisesi bize uymuyor kardeşim. Türk milletinin bedeni büyük. Bu elbiseyi giyince gıçımız açıkta kalıyor. Bizim elbisemiz cihanı içine alacak kadar büyük bir elbise. 

    Haydi, solcu kardeşim! Bugün hiç tanımadığın bir dindarı gördüğün zaman sarıl boynuna, bir çay ısmarla, otur muhabbet et.Eeeyy dindarım diyen kardeşim, senin anlayışına uymayan birini görünce sarıl boynuna, onunla bir yemek ye, sohbet et, göreceksiniz yaşamın ne kadarda güzel olduğunu.Ozaman göreceksiniz hayatı kendi egolarınız için nasıl perişan ettiğinizi.O zaman göreceksiniz bu milletin en kötüsünün bile hazine sakladığını.

   Haydi, o zaman Türk milleti özüne dön dünyaya medeniyet neymiş göster. Kır bütün kilitleri, anahtar fabrikaları iflas etsin. Sokakta aç kalan bir çocuk bir yetim, istediği bir eve girip karnını doyurabilsin. Güven kardeşine, senin ondan başka kardeşin yok. Kırın dükkânların kilitlerini ihtiyacı olan karnını doyurabilsin. Onu da zekâtından say. Amacın Allah rızası değil mi zaten?  Sen aç kalırsan sen de karnını başkasında doyuracaksın o zaman. Göster ticaret yamyamlarına medeniyetin ne olduğunu.

   Şaşırsın bütün cellâtlar dumura uğrasın para her şeyi halleder diyen yamyamlar. Şoka girsin özgürlük diye dünyayı katledip yetimler ordusu yaratanlar. Utansın kendi heva ve hevesleri için işçileri köleleştirip dokuz yüz liraya mahkûm edenler. 

 

   Haydi, kurban olduğum göster kendini. Senin ağlamanı bekleyenlere inat hep gül, sana gülmek yakışıyor.

 

   Bir Avşar kızı edasıyla

   Bir Yörük kızı edasıyla

   Bir Muhacir kızı edasıyla 

 

Gül ki felaket zurnacıları şaşolok olsun.

Gül şehitler arkasından bunlar ne kadar çok olursa o kadar gül 

 

     ÇÜNKÜ ONLAR SANA GÜLÜYOR

 

 

                                                     AHMET ÇİFTÇİ (ÇİFTÇİ BABA)

( Şehitlere Gülüyorum başlıklı yazı çiftci baba tarafından 26.09.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.