Teodor Herzl günümüz İsrailinin mimarıdır. Bugün etkisi altındaki toplumlarda başkaldırı bile kabul etmeyen Siyonizm misyonunun varisidir. Bu misyon içerisinde  benim en dikkatimi çeken ise “Hiçbir zaman toplumda Yahudi kimliklerini ön plana çıkarmamayı esas almaktır.” O nedenle çoğu zaman kendilerini yaşadıkları devletin adıyla ifade etmişlerdir. Örneğin “Habsburgların ülkesindenim veya Çarların İmparatorluğundanım veya Osmanlıyım.”

Tüm Avrupa Yahudilerine “Bir yurt ihtiyacımız var.” Dünya devletlerine ise “Asırlardır birlikte yaşadığınız Yahudileri artık bir azınlık olarak görmeyiniz. Bizler sizlerin yanından ayrılıp kendimize bir yurt bulmak istiyoruz” özetiyle yaklaşırken, yani tüm milliyetçiliklerini öne çıkarmışken bu nezaketin sebebini çok merak ettim. Buldum da.

Mesela Halilurrahman Camii ve Hz. İbrahim’in kabrini sabırla 40 yılda ele geçirmişlerdi. Sonra şu ana kadar uzanan aynı politika ile Mescid-i Aksa’yı işgale giriştiler. Bütün Filistin ve Doğu Kudüs gibi.

Yani sabır ve tevekkülle. Toplumun fizik ve matematik gibi çalışmadığını, sabit kanunların toplumları yönetemeyeceğini, terimlerden nefret edebilecek toplumları tanımlara yönlendirmenin gerçeğini uygulamışlardı. Yahudi kimliklerinden hiçbir zaman bırakmamışlar ama memleketlerini sorduğunuz zaman yaşadıkları coğrafyayı dile getirmişlerdi. O ülkelerin ordularında görev almışlar, ekonomisine yön vermişler, sosyal politikalarını yönlendirmişlerdi.

Sonunda başarılı da oldular.

Bundan 100 yıl önce devrilen Newton kanunlarını bugün halen üniversitelerimizde ispat etmeye çalışan akademisyenlerimizden de pek tabii müspet bilim ve netice bekleyemiyoruz. Onlar da çıkıp başka başka çalışmalar yapıyorlar.

Şimdi bazı yazarların söylemlerini duyuyorum, bazıları da bunu yazmışlar:

“Daeş’i ancak Türkiye’nin durdurabileceğini tüm dünya anladı.”

Daeş’i Türkiye durdurabilir, evet. Ama batı dünyası da durdurabilir. Bu hareketin tüm hayat kaynaklarını ellerinde tutmuyorlar mı? Yoksa İsrail misyonunun oluşturduğu bu fırtınaya mı kaptırdılar hepsini?

Elbette hayır. Hiçbir zaman tamamını vermezler. Orta Doğu’daki bu fırtına hepsinin de büyük paralar kazandığı bir pazar.

Evet durdurabilirler. Çünkü tüm Orta Doğu’yu çok iyi tanıyorlar ve bugüne getirebilmek için çok istikrarlı çalışmaları oldu.

Şimdi ise haritalar yeniden çizilecek.

Akdeniz sahilini iç kısımdan ayıracak Cebeli Dürüz başkentli bir Nusayri devletinin kurulmasına Rusya da, İsrail de ABD’de razı görünüyor.

Fakat asıl mesele doğuda. Petrol kaynaklarını ihtiva eden bölgenin tüm kuzeyini yeni Kürdistan’ın alması diğerlerinden daha güçlü bir ihtimal. Bu Kürdistan’ın Akdeniz’e bağlantısının olmasını İsrail istemiyor. Çünkü daha çok Rus kontrolüne gireceğinden endişeli. Bu sebeple yine haritanın İsrail kontrolünde çizilmesi yüksek ihtimal.

Harita tamamlanınca Daeş ne mi olacak?

Buna sadece İsrail ve diğer kolonyal ülkelerin karar vermesine izin veremeyiz.

Hatta batısı sınırı Ayn el-Arab’ın tamamını içine alan bir Kürdistan’a da. Bu sebepledir ki Daeş meselesine daha bir özen göstererek Türkiye de bölgedeki fiili etkinliğini artırmış ve birçok Daeş mevzisini de vurmuştur. Bunu daha da etkin operasyonları izleyecektir.

Yani Oryantal kolonyalizm planlarını tamamladığını düşünen batı ve İsrail de bunu kabullenmek ve Türkiye aleyhine hamlelerini bir adım geri çekmek zorunda kalacaklar. Bundan eminim.

( Türkiye Ve Orta Doğu başlıklı yazı Mehmet Şaban tarafından 16.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.