“…Allah, yaptığı işte üstün bir güce sahiptir, fakat insanların çoğu bilmezler.” Yusuf, 21


Yıllar önce, üniversitede okurken tanıdığım bilgisayar bölümünde okuyan Kıbrıslı bir kız vardı. lehçesi çok sıcaktı. onu dinlemek hoşuma giderdi. Bir gün bana,”Kıbrıs hakkında ne biliyorsun ki…” dediğinde şaşırmıştım. Tarihsel bir şeyler söylemek istedim ama bu açıklamamı bile dinlemedi ve “Ben İngiltere’de eğitimime devam edeceğim. benim kariyerim orada daha iyi olacak. Türkiye’yi beğenmedim!” deyivermiş ve uzaklaşmıştı yanımdan. Bu Türk kızının okuma tercihininin İngiltere olması çok zoruma gitmişti. Benim öğrendiğim, öğretilen tarihte, Kıbrıs Türkiyenin bir eyaleti gibiydi. Orada çalışanın parası, ihtiyacı Türkiye’den karşılanıyordu. biz onları Yunanlı çetecilerden kurtardık diye mi böylesi kinlenmiş ve düşman olmuşlardı anavatana acaba? 


Yıllar sonra Kıbrıs’a gitmek nasip oldu. o kızın söyledikleriyle şartlanmış ve acaba Türkiye ne zarar vermektedir buralara ki, kinleniyorlar durmadan sorusunun cevabını aradım kendimce.  Aksine Türkiye’nin yapmadığı yatırım, getirmediği modernizm, çalışmayanı bile yüksek maaşlarla çalıştırdığı sistemi içinde orada yaşayan Türklerin adeta anavatana tapması lazım dedim. Beş yıldızlı otelleri, modern yolları, adeta lükste yarışan villa evleri kendi yaşadığım Türkiye’de zor görülebilen görüntülerdi. En sonunda anladım ki, İngilizler çifte vatandaşlık pasaportu vermişler. Kendilerini sevdirmişler böylece. yediren içireni değil, kardeşini değil, ona öğüt veren, en acı haller içinde çalıştıran ve sözüm ona hayatını garanti eden bu ulusu sever olmuşlar. Şimdiki gençleri Avrupa Birliğini kurtuluş gibi görüyorlar. Sanki, çalışmadan, bir şeyler üretmeden “Gel aslanım sen kaymağı ye… “ diyeceklerini sanıyorlar. Tıpkı, tatil merkezlerindeki barlarda yabancı ülkelerden gelen kadınların peşinden gidip onlarla aşk yaşayıp onun ülkesini giderek hayatını kurtarmaya çalışan ahmaklar gibi…    


Bugün Türkiye’nin doğusunda da bu durum maalesef aynı. en acı tarafı boşu boşuna ölüyorlar, nedir felsefeniz, amacınız deseniz bilmiyorlar. ölün diyorlar ölüyorlar.  Sanki, özerk olduklarında ki, asla bu olmayacak Allah’ın izniyle, ağızlarına onu kandıranlar bal şerbet kaymak koyacaklar. Çalışmadan yan gelip yatacaklar, özgür hissedecekler ve adeta bir cennet ülkesinde yaşayacaklar. Böyle bir şeyi kim der, ya da söylense kanar ki… Sadece cahil insanlar… Bu gibi sömürü topluluklarında liderler kaymak yer, rahat yaşar ve hiç zarar görmezler. marabalar ölür, aç kalır, göç eder, hapislerde çürürler… Osmanlı’nın bir zamanlar toprağı olan ve sonradan devlet olan her ülkede, Suriye, Irak, Mısır…gibi ülkelerde durum bundan farksız değil. bir şekilde cahil kalmış, doymamış ve fakir bırakılmış topluluklara İslamdan başka her şey sevdirilmiş, düşmanın piyonunu yine düşmanı dost gibi görünüp kötüleyen devletlerin peşinden gitmeye devam etmektedirler.


Bu nasıl bir kaderdir Allah’ım… Zalim doğuran ana, yine doğurduğunu kötüleyerek ona savaş açarak başka türlü sömürmeye devam etmektedir. Artık hem okuyarak, hemde bize sundukları yiyeceklere, içeceklere, müziklere dur deyip, aç kalsak dahi kendi ürettiğimizle yaşamayı bilme zamanıdır zaman. Her yabancı üretimde, sağlığa zararı olmayan bir şey bulamıyoruz şu günlerde GDO’lar gibi… sağlığımız bozuldukça, ruh halimizde bozuluyor, depresyonlar adeta kaderimiz oluyor. 


Bizi bizden başkası bilemez, anlayamaz. sorunlarımızı başkaları çözsün diye en kolay yolu seçmeyelim. sömürene fırsat verip ve kaymaklı kapı açmayalım. İçimizde var olan bu solucanları besleyip yılan olmasına göz yummayalım. Musa’nın asası değil miydi sihirbazların yılanlarını yutan. O sömürüye alışmış sihirbazları Musa’nın asasıyla üremiş canavarla-samimi imanla yutmalıyız. zaman aklı selim olma, el ele verme, kardeşlik zamanıdır. Türkün Türkten başka dostu yoktur lafı boşuna söylenmemiştir…


Saffet Kuramaz

( Allah’tan Başka Galip Yoktur başlıklı yazı safdeha tarafından 25.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.