Son yıllarda özellikle de
son 1-2 yıl içerisinde ilimizde gittikçe artan bir engelli dernek furyası
dikkat çekmektedir.
Geçtiğimiz günlerde yapmış
olduğum araştırma sonucunda bizler TSD Malatya Şubesini kapattıktan sonra
açılan dernek sayısı 6 tane ve bizim
dışımızda ise kapanan 2 tane daha
dernek olmuş.
Şu an itibariyle ilimizde
engellilerle ilgili faaliyette bulunan değişik isimlerde ve değişik engel
gruplarından 20 tane dernek ve 14 tanede spor kulübü olmak üzere
toplam 34 tane dernek bulunmaktadır.
Engellilerle alakası olan ya
da olmayan önüne gelen engellilerle ilgili dernek veya spor kulübü açıyor.
İnsanları bir engeli hayranlığı, bir yardımseverlilik, bir duyarlılık sarmış ki
sormayın gitsin. Sanırsınız ki insanlar işi gücü bırakmış engellilere yardım
etme düşüncesiyle yatıp kalkıyor…
Neredeyse tanıdık ya da
tanımadık insanlara selam verecek olsam, “Ben
bir engelli derneği açıyorum.” sözleriyle karşılaşıyorum desem abartmış
olmam aslında.
Dernek açan ya da açmayı
düşünen bu kişilerden, “Ben engellilerle
ilgili bir dernek açacağım. Engellileri o kadar çok seviyorum ki, onlara daha
fazla yardımcı olmak için bir şeyler yapmak istiyorum. Ben engellileri
tanımadan önce onları bu kadar sevdiğimin farkında değilmişim, ben onlar için
çok şey yapmak istiyorum.” vb sözleri sık sık duyar oldum.
Bu sözleri duyduğum yetmiyor
gibi işin tuhafı ne biliyor musunuz? Bu dernekleri açanların bazıları da beni
arayarak “Başkanım siz bundan sonra başka
bir dernek açmayı düşünmüyorsunuz değil mi? Eğer öyle bir düşünceniz yoksa biz
bir dernek açacağız. Siz bu konularda çok deneyimli ve bilgilisiniz, sizden
fikrinizi ve görüşünüzü almak istiyoruz. Hatta sizinde aramızda olmanızı çok
istiyoruz. Kabul edecek olursanız sizi yönetime alalım. Bu konularda ne kadar
bilgi sahibi olduğunuzu, mücadele verdiğinizi bilmeyen ve sizi takdir etmeyen
yok.” gibi sözlerle bana tekliflerde de bulunuyorlar.
Bu konuda en son gelen
teklif daha da ilginç oldu ve insanların ne yapmak istediğine bir anlam
veremedim.
En son beni arayan kişi daha
önce dernek üyemiz olan sonradan kendiliğinden uzaklaşıp giden bir engelli
kişiydi. Son aramasından birkaç gün önce arayarak bir spor kulübü açmak
istediğini belirterek kulübün açılmasıyla ilgili hangi işlemi nasıl
yapılacağını bilmediğini bu nedenle kendilerine destek vermemi istedi.
Arayan kişiye bu konularda
bir destek vermemin imkânsız olduğuna dair olumsuz fikrimi söylemiş ve kurmak
istediği spor kulübünden vazgeçmesini onun yerine var olanlardan birine giderek
katılmasının daha sağlıklı olacağını söylemiştim. Konuşma içinde ise neden
böyle bir oluşum içinde olduklarını sorduğumda ise öyle bir gerekçeler söyledi
ki şaştım kaldım. Yıllardır faaliyette olan derneklerin yapamadığını ya da
yapmak istemediğini kendileri yapacakmış vs vs. Benden olumsuz yanıtlar alınca “Tamam başkanım, bir bakalım, sizi anladım.”
dedi ve konuşmayı bitirdik.
Aradan 4-5 gün geçtikten
sonra aynı kişi bir daha aradı. Sözlerimin fazla dikkate alınmadığı aramasıyla
belli olmuştu. Bu defa hiç utanıp sıkılmadan, “Başkanım siz derneği kapattınız ya bende tekrar açmak için İstanbul’da
genel başkanla görüştüm. Genel başkanda sizinle görüşebileceğimi yardım
edebileceğinizi söyledi. Ben kapattığınız derneği tekrar açmak istiyorum. Derneği
açarken işlemler hakkında hiç bilgimiz yok, neler yapacağız, hangi işlemler yapılması
gerekiyor. Sizinde aramızda olmanızı ve bize yardımcı olmanızı istiyorum.”
dedi.
Arayan kişiye benim engelli
dernekleriyle bir alakam olmadığını daha önce kendisine görüşümü söylediğimi ve
ne yaparlarsa yapsınlar katılmayacağımı ve destek vermeyeceğimi söyledim. Ben
bunları söyledikçe karşımdaki hala pişkin pişkin “Biz başka dernek açmıyoruz ki. Sizin kapattığınız aynı isimde ki derneği
açacağız. Sizinde bize katılmanızı istiyorum.” demez mi. Duyduklarımla
gittikçe gerilen ses tonumla, “Bana ne
dediğinizin farkında mısınız? 21 yıllık emek verdiğim kendi ellerimle kurduğum
ve gerek Malatya’da gerekse de Türkiye’de tanınan bir dernek haline getirdiğim
yeri kapattıktan sonra başka bir derneğe neden gideyim, neden destek vereyim. İster
başka isimde olsun isterse de aynı isimde bir başka derneğe gitmemi nasıl
düşünürsünüz? Nasıl bunu bana teklif edersiniz? Başka bir derneğe gidecek
olduktan sonra neden kendi elimle bir marka haline getirdiğim derneği kapatayım
ki.” dedim. Baktım sözden anlamak istemiyor ısrarla aynı sözleri
tekrarlıyor, “Ne yaparsanız yapın benden
uzak olun.” diyerek telefonu kapattım.
Bana teklif getirmelerine
bir şey demiyorum, beni düşünmelerinden dolayı teşekkür ediyorum. Ancak bu
insanlar ve bunlar gibi düşüncede olanlar şunu göz ardı ediyorlar. Benim, kapatmış
olduğumuz dernekle, derneğin adıyla veya başka bir şeyiyle sorunum hiç olmadı
ki onu kapatıp başka bir derneğe gideyim. Birçok kişiden de, “Başka bir dernek mi kuracaksınız? Sen
alışmışsın boş durmazsın.” gibi sözlerle karşılaşıyorum.
Sözün özü olarak, ne diyeyim bu kadar dar bir düşünceye sahip olan insanlara… Kendi elimle kurduğum, parklarda kuruluşunu yaparak yoktan var ettiğim ve en iyi seviyeye getirdiğim bir derneği kapatıp yeni bir dernek neden açayım… Bunu hangi akıl, hangi mantık kabul edebilir?
Ali Haydar KOYUN
Engelli Aktivist/Disabled Activists