Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 18.02.2016
Okunma Sayısı : 1771
Yorum Sayısı : 2
Günün Yazısı

Bu Yazı 19.02.2016 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.

Son yıllarda özellikle de son 1-2 yıl içerisinde ilimizde gittikçe artan bir engelli dernek furyası dikkat çekmektedir.

Geçtiğimiz günlerde yapmış olduğum araştırma sonucunda bizler TSD Malatya Şubesini kapattıktan sonra açılan dernek sayısı 6 tane ve bizim dışımızda ise kapanan 2 tane daha dernek olmuş.

Şu an itibariyle ilimizde engellilerle ilgili faaliyette bulunan değişik isimlerde ve değişik engel gruplarından 20 tane dernek ve 14 tanede spor kulübü olmak üzere toplam 34 tane dernek bulunmaktadır.

Engellilerle alakası olan ya da olmayan önüne gelen engellilerle ilgili dernek veya spor kulübü açıyor. İnsanları bir engeli hayranlığı, bir yardımseverlilik, bir duyarlılık sarmış ki sormayın gitsin. Sanırsınız ki insanlar işi gücü bırakmış engellilere yardım etme düşüncesiyle yatıp kalkıyor…

Neredeyse tanıdık ya da tanımadık insanlara selam verecek olsam, “Ben bir engelli derneği açıyorum.” sözleriyle karşılaşıyorum desem abartmış olmam aslında.

Dernek açan ya da açmayı düşünen bu kişilerden, “Ben engellilerle ilgili bir dernek açacağım. Engellileri o kadar çok seviyorum ki, onlara daha fazla yardımcı olmak için bir şeyler yapmak istiyorum. Ben engellileri tanımadan önce onları bu kadar sevdiğimin farkında değilmişim, ben onlar için çok şey yapmak istiyorum.” vb sözleri sık sık duyar oldum.

Bu sözleri duyduğum yetmiyor gibi işin tuhafı ne biliyor musunuz? Bu dernekleri açanların bazıları da beni arayarak “Başkanım siz bundan sonra başka bir dernek açmayı düşünmüyorsunuz değil mi? Eğer öyle bir düşünceniz yoksa biz bir dernek açacağız. Siz bu konularda çok deneyimli ve bilgilisiniz, sizden fikrinizi ve görüşünüzü almak istiyoruz. Hatta sizinde aramızda olmanızı çok istiyoruz. Kabul edecek olursanız sizi yönetime alalım. Bu konularda ne kadar bilgi sahibi olduğunuzu, mücadele verdiğinizi bilmeyen ve sizi takdir etmeyen yok.” gibi sözlerle bana tekliflerde de bulunuyorlar.

Bu konuda en son gelen teklif daha da ilginç oldu ve insanların ne yapmak istediğine bir anlam veremedim.

En son beni arayan kişi daha önce dernek üyemiz olan sonradan kendiliğinden uzaklaşıp giden bir engelli kişiydi. Son aramasından birkaç gün önce arayarak bir spor kulübü açmak istediğini belirterek kulübün açılmasıyla ilgili hangi işlemi nasıl yapılacağını bilmediğini bu nedenle kendilerine destek vermemi istedi.

Arayan kişiye bu konularda bir destek vermemin imkânsız olduğuna dair olumsuz fikrimi söylemiş ve kurmak istediği spor kulübünden vazgeçmesini onun yerine var olanlardan birine giderek katılmasının daha sağlıklı olacağını söylemiştim. Konuşma içinde ise neden böyle bir oluşum içinde olduklarını sorduğumda ise öyle bir gerekçeler söyledi ki şaştım kaldım. Yıllardır faaliyette olan derneklerin yapamadığını ya da yapmak istemediğini kendileri yapacakmış vs vs. Benden olumsuz yanıtlar alınca “Tamam başkanım, bir bakalım, sizi anladım.” dedi ve konuşmayı bitirdik.

Aradan 4-5 gün geçtikten sonra aynı kişi bir daha aradı. Sözlerimin fazla dikkate alınmadığı aramasıyla belli olmuştu. Bu defa hiç utanıp sıkılmadan, “Başkanım siz derneği kapattınız ya bende tekrar açmak için İstanbul’da genel başkanla görüştüm. Genel başkanda sizinle görüşebileceğimi yardım edebileceğinizi söyledi. Ben kapattığınız derneği tekrar açmak istiyorum. Derneği açarken işlemler hakkında hiç bilgimiz yok, neler yapacağız, hangi işlemler yapılması gerekiyor. Sizinde aramızda olmanızı ve bize yardımcı olmanızı istiyorum.” dedi.

Arayan kişiye benim engelli dernekleriyle bir alakam olmadığını daha önce kendisine görüşümü söylediğimi ve ne yaparlarsa yapsınlar katılmayacağımı ve destek vermeyeceğimi söyledim. Ben bunları söyledikçe karşımdaki hala pişkin pişkin “Biz başka dernek açmıyoruz ki. Sizin kapattığınız aynı isimde ki derneği açacağız. Sizinde bize katılmanızı istiyorum.” demez mi. Duyduklarımla gittikçe gerilen ses tonumla, “Bana ne dediğinizin farkında mısınız? 21 yıllık emek verdiğim kendi ellerimle kurduğum ve gerek Malatya’da gerekse de Türkiye’de tanınan bir dernek haline getirdiğim yeri kapattıktan sonra başka bir derneğe neden gideyim, neden destek vereyim. İster başka isimde olsun isterse de aynı isimde bir başka derneğe gitmemi nasıl düşünürsünüz? Nasıl bunu bana teklif edersiniz? Başka bir derneğe gidecek olduktan sonra neden kendi elimle bir marka haline getirdiğim derneği kapatayım ki.” dedim. Baktım sözden anlamak istemiyor ısrarla aynı sözleri tekrarlıyor, “Ne yaparsanız yapın benden uzak olun.” diyerek telefonu kapattım.

Bana teklif getirmelerine bir şey demiyorum, beni düşünmelerinden dolayı teşekkür ediyorum. Ancak bu insanlar ve bunlar gibi düşüncede olanlar şunu göz ardı ediyorlar. Benim, kapatmış olduğumuz dernekle, derneğin adıyla veya başka bir şeyiyle sorunum hiç olmadı ki onu kapatıp başka bir derneğe gideyim. Birçok kişiden de, “Başka bir dernek mi kuracaksınız? Sen alışmışsın boş durmazsın.” gibi sözlerle karşılaşıyorum.

Sözün özü olarak, ne diyeyim bu kadar dar bir düşünceye sahip olan insanlara… Kendi elimle kurduğum, parklarda kuruluşunu yaparak yoktan var ettiğim ve en iyi seviyeye getirdiğim bir derneği kapatıp yeni bir dernek neden açayım… Bunu hangi akıl, hangi mantık kabul edebilir?

Ali Haydar KOYUN

Engelli Aktivist/Disabled Activists


( Hangi Mantık Kabul Edebilir? başlıklı yazı AliHaydar tarafından 18.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.