Yavaş adımlarla ilerliyorum Yenikent Park’ta, haftanın beş günü aynı saatte geçiyorum buradan. Zamanımı kaliteli kullanıp, yeni bir şeyler öğrenip, kendimi bir nebze daha öne taşıyabilmek amacım. Çeşitli sosyal faaliyetler ve kurslar bunu sağlıyor. Ayrıca bir çok arkadaş edinme imkanı da sunuyor bana. Kursa giderken yaptığım yürüyüşler sayesinde, mevsimlerin değişimini rahatlıkla izleyebiliyorum, şu anda kurumuş yapraklarla dolu her yer. Üstlerine basıp geçmeye dahi kıyamıyorum, içim acıyor adeta. Havaların soğumasıyla insanlar elini ayağını çekti, tek tük gördüğüm tanıdık birkaç yüz vardı. Bir gün görmesem, “Neredeler acaba?” diyordum. Şu son birkaç haftadır onlarda yok ortalıkta. Banklar bomboş, havaların ısınıp ziyaretçilerin gelmesini bekliyor sessiz ve sedasız. Büyük şehrin hengamesi ve koşuşturmasından eser yok burada ve ben o gürültüyü değil sadece doğayla bütünleşmiş beni dinliyorum. Şehirden uzak bu sakin yerde.

Zaman nasılda hızla akıp geçiyor diyorum, kendi kendime. Artık Adapazarı’lı olduk, bunun ispatı dışarıya çıktığımda, adım başı tanıdık birini görüp, eve ya da gideceğim yere geç ulaşmaktan anlaşılıyor. Acı bir gülümseme beliriyor dudaklarımda, yeniden alışıyorum eyvah diyorum. Yeniden seviyorum insanları, dostlar ediniyorum. Bir gün görmeseler, neredeydin diye soran? Beni düşünen, seven arkadaşlarım oluyor ve yaşadığım her şehirde benden, bizden bir iz bırakıyoruz. Sonuç koca kamyona yüklediğim eşyalarımızla birlikte, sırtıma yüklediğim hatıralarım ve acılarımla gitmek. Aşık Veysel’inde dediği gibi uzun ince bir yolda gidiyorum gündüz gece.

Ah… kopan sonbahar yaprakları gibi yok olup gidiyoruz. Ondandır o parktaki yapraklara basmaya kıyamamazlığım yok olup gitmek kaderimiz bizimde. Şu an gözlerimden süzülen yaşlar ve boğazıma oturmuş bir yumru var. Hıçkırıklarıma engel olmak isteğiyle, dudaklarımı ısırıp yüreğimin derinliklerine atıyorum isyanımı. Bazen deliliğe vurdurup, gülüyorum kendime düşünmemeye çalışıyorum. 

Kaybolmuş ruhum yeniden duygu fırtınası içerisinde.  İşte böyle kâh gülerim halime, kâh ağlarım kaderime. Ancak kalemim dile gelir anlatır derdimi ve sevincimi. Gurbet kuşu uçar bir orada, bir burada eğer ararsanız çok yakınınızda.

H. Çiğdem Deniz.
( Gurbet Kuşu başlıklı yazı çitlembik tarafından 12.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.