1 Annenin Tek Sevincidir Hayırlı Evladı

 

İster ünlü ol ister sıradan biri

İster zengin ol ister fukara biri

Ne olursan ol annesin anne kadın

Erkeğe muhtaç bulmalısın erini

 

Annelik, dünyanın en zor işi… Çocuk uğruna nefsine dur diyen, evliya sabrı sahibi! Ne aynalara küsmez hamileyken, nede hamal gibi hisseder çocuğunu taşırken… Sevgiyle akarken! Annedir doyurucu, her ortamda koruyucu, göze alır uğruna orucu… Uyusun da büyüsün yeter ki! Örterken tenini, unutmaz örtmeyi çocuğunun ayıbını, teslim olmuş bilmeden gaybını, başı dik! Anne işte, yazmaya kalem doymaz, çocuğuna her şeyi yapan, asla bunu yapmaktan da usanmaz!

 

Çocuk ele karışır

Başka âlemde yarışır

Anne onsuzluğa alışır

Anıları teselli, ah yaşlılık

 

Dört duvarlar ona zindan, belki bir iki saksıda dost yemyeşil fidan, sallanır gibi sandalyede tek başına kalmış hakan, bir iki damla gözyaşı hasret kokarken ufuklara dalar… Hayaldir ona koşan, anneciğim diye yanağına buse buse konduran, hasret ya çocuğuna bugün yine, yemeden içmeden kesilmiş, olur onu gül gibi solduran!

 

Her şeyi vardır, kimseye muhtaç değildir. Maddenin ölümcül haykırışı her ana sığarken, kahkahaları ile alay ederken, deprem gürültüsü ile etrafını sararken, kızgın lavları ile tenini yakarken, imdat eder çocuğundan kırıntı sevgiye! Hatırlanmalıdır, belki bir telefon etmesini, belki bir mesaj göndermesini, beklemektedir kendisi gelmese bile… Gözleri kapıda, saniyeleri sayar gibi dalgın, eşyalar dağınık-çocuğu olmayınca umursamaz bugün yine…

 

Annenin her gözyaşı, şeytanın gülüşüdür insanlığa. Hatırlanmayan anneler, ancak zalimleşen çocukların dünyasını çizer tuvallerde, elinde taş, bıçak, tabanca… Yüreğinde kin, nefret, haset… Ya öldüren olur ya dünyanın var olmasını durduran savaşlarda, cinayetlerde, terörde, yok edici hislerde! Annelerini hatırlamayan, duygularını satmış, macera adına yıkmaya hazır kalplerde!

 

Ne o anne sevgiye hasretliği yok edemez, ne o çocuklar şerri…

Oysa anne sevgiyle büyütmüş, dünya ilminin en güzellerini seçerek öğretmiş, ne hayallerle ona emek verip ömrünü tüketmiş! Tapar gibi verdiği, hiçbir kusurunu görmediği saf sevgi miydi karşılıksız verdiği! O görmediği, umursamadığı, acıtmadığı yerden işlenmiş bir toplum mu o canavarı üretmişti… Hayır, sadece maneviyattan yoksun sadece maddi dünya üzerine kurulu öğretiler çocuğu değiştirmiş, değiştirmişler…

 

Anne, günümüzde hep yalnız kadın yaşlandığında! Sevgiye muhtaç… Belki huzurevinde, belki tatil memleketinde, belki tek başına evde! Çocuklar ise, topluma zarar veren macera peşinde, aile olamamış-boşanmış, şer avuntularda geçmişini, ana-babasını unutma derdinde, ya trafik kazası kurbanı ya da kazayı yapanı, maddeye tapan yollarda, her kötü haberin manşetindeler… O çocuklar annelerinin geçmişinden daha kötü yaşamlarda, telef olup gitmekteler!

 

Anneler Hz Hatice, Hz Meryem, Hz Hacer anamız gibi Allah’a teslim olsaydı, çocukları peygamber ahlakı ile topluma sadece huzur veren, yapıcı davranan, Allah’a samimi kulluğu ile halife olan evlatlar olurdu. Eğer anneler sevgiyi Allah’tan alıp, çocuklarına verselerdi, verebilselerdi… Sevginin cenneti olurdu şu dünya, sadece aşk var olurdu kalplerde! Anneler böylesi muhteşem örnekleri okumalı, tanımalı, yaşatmalı alıp verdiği nefesinde, her an! Anneler onları yaşayıp yaşattıkça medeniyet altın çağını yaşar memleketimde!

 

Boşuna denmemiş bu maneviyatı zengin annelere, “Cennet annelerin ayakları altındadır.” hadisi…

 

 

Saffet Kuramaz

( Annenin Tek Sevincidir Hayırlı Evladı başlıklı yazı safdeha tarafından 22.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.