80’li yıllarda Japonya’dan gelen eğitim heyetiyle yapılan toplantılarda konu çocuklarda milli şuur oluşturmaya gelince, Japon heyetinin başkanı ülkelerindeki kalkınma çalışmalarını, teknolojide nasıl ilerlediklerini şu cümlelerle ifade ediyor.

“Çocuklarımız ilkokul çağına gelmeden onlara bazı şok testler uyguluyoruz. Örneğin uçak hızındaki trenlere bindiriyoruz, çok katlı yollardan geçiriyoruz, ileri teknoloji üreten tesisleri gezdiriyoruz. Çocuklarımız gördükleri gelişmişlik karşısında şok oluyorlar.

Bu ilk şoktan sonra onları Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine götürüyoruz. Yaşanan dehşeti gözleriyle görüp yaşıyorlar. II. Dünya Savaşında 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya, 9 Ağustos 1945’te Nagazaki’ye atılan atom bombasında 350.000’den fazla insanın öldüğünü, on binlerce insanın sakat kaldığını, o günden bu güne kadar buralarda hiçbir bitkinin yetişmediğini anlatıyor ve bu yerleri çocuklarımıza gezdiriyoruz.

Ondan sonra çocuklarımızı karşımıza alıp;
— Eğer siz yeteri kadar çalışmaz, diğer devletleri geçmezseniz vatanınız böyle bombalanır, anneniz, babanız böyle öldürülür, toprağınızda bir çiçek bile yetişmez olur” diyoruz. Bizimkiler Japon heyetine;
— İyi ama bizim Hiroşima’mız, Nagazaki’miz yok deyince, Japonlar;
— Ama sizin de Çanakkale’niz var! Çanakkale bizimkilerden daha çok çarpıcı bir örnek, o bölge çocuklarınıza ve gençlerinize milli şuur vermek için bulunmaz bir yer. Öğrencilerinizi gruplar halinde Çanakkale’ye götürüp gezdirin ve 250.000 şehidinizin hikâyesini anlatın. Yeterince çalışmazlarsa, başlarına bugün de benzer şeylerin gelebileceğini söyleyin diyorlar.

Gençlerimize bu toprakların kolay kazanılmadığını, atalarımızın hürriyet için kanlarını, canlarını verdiklerini, bu toprakların şehit kanlarıyla sulandığını anlatmalıyız. Mehmet AKİF ERSOY İstiklâl Marşında:
...
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı,
Düşün, altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı,
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı…

Diyerek gençlere kitaplar dolusu söylenecek sözleri bir kıtada söylemiştir. Bu ifadeler üzerinde gençlerimiz gereği gibi düşünmeli, ülkenin kalkınması için bütün güçleriyle çalışmalıdır. Bizlerde üzerimize düşen görevden kaçmadan, gençlerimize Çanakkale’nin tarihimizdeki yerini ve önemini anlatmak zorundayız...

30 AĞUSTOS’UN NİÇİN BAYRAM OLARAK KUTLANDIĞINI BİLEMEYEN GENÇLİK!..

Gençlerimize tarihini, değerlerini öğretelim, iş işten geçmeden onlara sahip çıkalım, milli şuur verelim. 30 Ağustos öncesinde televizyondaki bir programı izlerken bir öğretmen olarak çok üzüldüğümü belirtmeliyim. Programcı, yoldan geçenlere soru soruyor ve cevabını istiyordu. Sorular öyle zor, içinden çıkılmayacak cinsten değil, her Türk insanının cevaplayacağı şu soruları soruyorlardı.

30 Ağustos size neyi hatırlatıyor?
Niçin 30 Ağustos’u bayram olarak kutluyoruz?
Bu zafer hangi tarihte kazanılmıştır?

Bu sorulara cevap verme oranının utanılacak durumda olduğunu söylemeliyim. 26 Ağustosta başlayan Başkomutanlık Meydan Savaşının 30 Ağustos 1922 tarihinde zaferle sonuçlandığını, bu önemli zaferin kurtuluş mücadelemizdeki yerinin ve öneminin insanlarımız tarafından bilinmemesi çok acı. Suçun sadece bilemeyenlerde değil, biz öğretmenlerde, eğitim sisteminde de olduğunu söylemenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Öğrencileri okullarda o kadar fazla bilgilerle boğuyoruz ki bilinmesi gerekenleri de yeterince öğretemediğimiz ortaya çıkıyor. Bu anlattıklarımdan herkesin kendine bir pay çıkarması gerektiğine inanıyorum.

( Millî Şuur - Sizin De Çanakkale’niz Var!.. başlıklı yazı Ali ÖZKANLI tarafından 11.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.