Ne çok savruldu kimsesizlik parmaklarımızda İçimizdekiler mekânsız Kıyamet bir küskünlük yazgıdan kalan Ne çok yalnızdı Son dualarımız takvimlerde kırklanırken Ağulu yürek acıdan fermanlı Yokluktu geceler hardan Nârsız yolculuktu sabahlara...
/Gölge vermez mahşer günü cehenneme ölümün eşiğiydi artık uykular/
Sinmiyor kokusu zamanın Fırlattığım düşlerim koynuma düşüyor Suyum çekiliyor Kavruluyor içimde karanfiller Bir ateş harlanıyor Zulüm saatler boy atıyor mısralara...
/Pas tutmuş alnımdaki yalnızlığı bir namlunun ucundan suratıma çalıyor hayat/
Geceye mıh vurdu sus hikayem Şafağı göremeden silindi Bir müebbet yazgıyı Tespih gibi dizdiler boynuma Güneşimi gözlerimden alıp Karanlığa nikahladılar...
( Sus Hikayem başlıklı yazı AyferAksoy tarafından 13.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.