Susmuştuk sadece. Gözlerimizle konuşmaya başlamıştık. O an dudaklarımızdan dökülecek hiçbir kelimeye ihtiyacımız yoktu.. Yetiyordu bir çift göz her şeyi anlatmaya, her şeyi dile getirmeye.. Susmuştuk.. Konuşacak kelimelerimiz olmadığı için değil. Birbirimize öyle güzel bakıyorduk ki, bir çift sözü bırakın destanları dahi yazsanız orada yetişemezdi o bakışa.. Geceydi ama onun varlığı, yanımda oluşu o kadar güzel ve aydınlıktı ki.. Ay bile utanır hale geldi kendinden.. Şaşırdı kaldı yıldızlar.. Nasıl milyonlarca yıldızdan fazla aydınlatabilirdi ki gecemi ? Aşk belki dilsizdi belki de gözleri görmezdi.. Aşk zaten konuşmak değildi yeterdi bir çift gözün birbirine bakışı, aşk görmek de değildi ki.. Kapat gözlerini, dokun kalbine, hissettiklerin gözle görülmeyecek kadar büyüktü.. O yüzden aşk ne görmek nede konuşmaktı.. Aşkı iki gözün veya iki güzelliğin değil, iki gönlün birbirini sevmesiydi, ama... 

  Her güzel şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardı elbet.. Size nasıl anlatsam bitmemesi gereken bir rüyanın içindesinizdir fakat siz ne kadar uyanmak istemeseniz de en heyecanlı yerinde bir anda sıçrayarak uyanırsınız rüyanızdan.. Rüyaymış be dersiniz.. İşte ben o gördüğünüz rüyaların gerçeğini yaşadım.. Emin olun ki rüya görmek daha güzel. İnsan gördüğü her rüyadan vazgeçebilir ama yaşadığı gerçeklerden asla vazgeçemez.. Artık bitmişti. Hani biteceğinden emin olduğun halde bitmesini istemezsin ya.. Hani bir film izlersin hiç reklam arası gelsin istemezsin.. Hani yazarsın mürekkebin hiç bitmesin istersin ya.. O denli istedim ama bitti işte.. Her güzel şeyin bittiği gibi. Zaten Mecnun'la Leyla'nın bile kavuşamadığı bir dünya da bizim ayrı olmamız normal gibiydi.. Gene de üzülüyor insan.

  Varlığıyla gecemi dahi aydınlatan, ayı, yıldızları kıskandıran insanın yokluğun da gündüzüm bile karanlıktı artık.. Yazım bile kış.. Gözlerim hep yağmurlu.. Hayatımın bir anlamı yok.. İnsan hani yediği yemekten, içtiği bir içecekten, eğlenmek için gittiği bir lunaparktan, bile hiçbir şey hiçbir tat duygu hissetmeden yaşamaya mahkum kalır.. Yokluğu ne bileyim müebbet yemiş bir mahkumun volta atması kadar çaresizdi be.. Gelişiyle gönlümü şenlendiren sultan, gidişiyle yıktı bütün imparatorluğumu..

( Gecenin İçindeki Aydınlık başlıklı yazı Çaresiz tarafından 31.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu