Yüzün sürmek için bir eşik ararken derviş.
Hak nasip eylemiş de bab-ı esrara ermiş.

Semaın kucağında kanatlanmış hep arşa.
Gönlünü cananına nefsini sele vermiş.

Saklamış esrarını gönlündeki yaranın.
Nefsinde gül kurutmuş derdi bağrına sermiş.

Çölde dudaklar kuru hep özlerken yağmuru.
Ruhunun ikliminde huzur yeli esermiş.

Özünde toplamış o sevginin öz suyunu.
Kucak açmış herkese insan yermeyi yermiş.

Ne renk ne ırka bakar dostluk ateşi yakar.
Onun saf dünyasında değer gerçek değermiş.

Gönül dağarcığında ne varsa halka saçar,
Bulunca dağıtır da bulmazsa şükredermiş.

Dert bağrında yuvalı hâli bilinmeyen sır.
Sual eyleyene "bu da geçer yahu!" dermiş.
Ankara,17.12.2009 İ.K

( Bab-ı Esrar başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 17.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.