Bin yıllık savaşlar
bir geceye sığarken
binlerce
huzursuz ruh
çıplak ayak ile koşarken
masmavi gökyüzü ağlarken
ve toprak
kızıl rengine bürünürken
sofralarda küflü ekmek bölüşülürken
ve ezeli sessizlik hakimken
bir kadim halk
ömür boyu yürüyerek göçerken
gökyüzünde
beyaz güvercinler kanat çırparken
aniden gök gürlerken
şimşekler düşerken
rengarenk laleler solarken
sınırlarda ise duvarlar büyürken
gök sancak kan ağlarken
bin yıllık Vatan uzaklarda beklerken
kırat bozkırda zincirlere vurulurken
gök yeleli kurtları çekirgeler avlarken
bir koca çınar uçmağa varırken
ana yurt kayıp çocuklarını özlerken
Anadoluda bin yıllık kardeşlik bozulurken
bir İsa Yusuf doğacak küllerinden
bir yiğit doğacak kar kaplı dağlardan
yeniden dirilecek ana yurdum
yeniden doğacak hürriyet
yeniden dalgalanacak
al bayrağın yanı başında gök bayrak
yeniden şahlanacak kardeşlik
bin gün değil, bin yıl değil
ebediyen sürecek huzur ve barış
Anadoluda yan yana parlayacak
hilal ve tüm yıldızlar.
Suskun//