YALNIZ KALBİN ÇIĞLIĞI

 

     Yalnızları ve yalnızlığı oynarsınız kimi zaman, tıpkı Victor Hugo’nun Sefiller’ini oynayanlar gibi. Yalnızlık; demirden bir duvar gibidir, betonu sağlam olunca içeriye kimseyi kabul etmez. Zordur yalnız olmak. Hele bir de yaş ilerlemiş ve de bir ayağınız mezara doğru ise kabir azabı kendini hatırlatır durur. İnsanoğlu önce ana babası ile bir bütündür fakat yavrular iş güç sahibi olup haneden ayrılınca yalnız kalır ana-baba. Kişinin ana babası kendisinden önce ölünce onlardan da fayda umamaz. Geriye evlâtlar kalır. Evlât bir candır, tutunacak bir daldır ebeveynin gözünde. Gün olur o dal da çiçeklenip uzaklaşır. Kız çocuğu ise ellere yarar, uçup gider. Erkek çocuğuysa işi nerede olursa o diyara gider ve yine tek kalırsınız. İşte ana-baba, evlât da yalnızlığa terk edince geriye bir tek eşiniz kalır. Sizi karşılıksız seven de ana-babadır.

     Eş; hayat arkadaşı, can yoldaşı, dünya komşusudur insanın yüreğinde. Anne ve babanız sizden önce dünyayı terk edince, çocuklarınız da büyüyüp evlenerek yuvadan gidince yalnızlaşıverir içiniz. O anda eş sahneye çıkar, hanım yahut bey rolünde. Eller terk edip gider de bir tek o kalır yanınızda. Bazen bir tas su, bir çift tatlı söz, kocaman güler yüz sizi baştan yaratırcasına gençleştirir. Bazıları torunundan dua alır, onun elinde vefat eder. Bazısının da evlâdı yoktur ki huzurevinde rahat eder. Kaç bayram geçer darülâcezeye evlât uğramaz, gözler yoldadır. Yaşam; etme bulma dünyasıdır ya hani, eden de bulur. Ağlatanı ağlatırlar, çektirene çektirirler.

 

     Ama gün gelir biricik eşiniz de, hanımınız ya da beyiniz adres değiştirip ahrete göç eder. Gidiş bileti olup da dönüş bileti olmayan ahiret yolunda sonsuzluğa seyahate çıkar. Böyledir dünya, belki doksan yıl yaşarsınız da son anda eşiniz sizden önce aniden gider. İşte artık sizi asla bırakmayan, kulunun duasına yetişen bir tek yaratıcı kalır. Allah; yalnızların ve kimsesizlerin dermanı olarak yalnızlığınıza dua ile yön verir.

     Yalnız kalbin çığlığıdır dua. Fatiha’dan İhlas suresine kadar tüm güzelliğiyle sizi sıcak iklimine misafir eder. Yalnız kalbin çığlığıdır şükür. Nimete dokunurcasına orucun güzelliğinde fakirler ile empatiyi çağrıştırır size. Yalnız kalbin çığlığıdır besmele. Her işin başında ‘euzü’ ile besmele çekip inceliğe uçurur sizi. Yalnız kalbin çığlığıdır hamdele. İçtiğimiz sudan bitirdiğimiz işin sonuna kadar ‘Elhamdülillah’ ile şükretmeyi aşılar bize. Yalnız kalbin çığlığıdır aile. Tek olmaktan bunalıp evliliği teklif ederek peygamberimizin bu güzel sünnetini izdivaç ile davetiyeye dönüştürür.




     Çığlık ya da çığlıklar… Yüreğiniz an be an içinde tasayı, ıstırabı, karamsarlığı biriktirir de sonunda yalnızlık olarak patlar ortaya. Bir iken bin olmak, iki el ile yaşama sarılmak çığlığı bastıracak yöntemler oluverir. Gönül gözüyle duygu paylaşımı arkadaş olur bir gün. Gönül ve duygu ortaya çıkıp izdivaca adım atarlar. Kalbiniz yalnız değildir artık. Evlenip çoğalmanın, yaşamı paylaşmanın, acısıyla tatlısıyla anıları yaşamanın şirinliğiyle çığlığınızı köreltir.

 

     Çığlık ya da suskunluk… Ağlayarak içini boşaltmanın, derdini anlatabilecek birini bulmanın, sevinci paylaşabilecek insanı tatmanın güzelliği çığlığınıza yetişir. Gecenin sükuneti, sahurun bereketi, semazenlerin aşkla dansı, ney sesinin tasavvufla coşkusu sessizlikten çok sesliliğe doğru misafir eder kalbinizi. Kolay değildir yalnız olmak. Bazen yüreğinizi dinlemek, nefsinizi muhasebeye çekmek, dünyadan el etek çekip yalnız kalmak istediğinizde güzeldir tek başına olmak. Lâkin zamanla o da sizi sıkınca konuşacak, duygularınızı paylaşacak sıkı bir dost ararsınız.


     Yalnız kalpten kalabalık yüreğe… Çokluk, bolluk / bereket kazandırır size toplumda. Toplumdan kopmadan yaşamanın, insanları tanıyıp sevmenin tadı mest eder içinizi. Hisler verim alır, ruh aydınlanır sevince. Yalnız kalbin çığlığı elinizden tutar ve sürükler ebediyete. ‘Hoşça Kal!’ diyerek sıvazlayıp el sallar kalbinize.


( Yalnız Kalbin Çığlığı başlıklı yazı KONUK YAZAR tarafından 15.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu