Öyle geçip gidiyordu günler. Rahatım da yerindeydi, karışanım, görüşenim yoktu. Karnımda doyuyor idi, içine girdiğim elma sayesinde. Elma da güzel elmaydı hani, dilimi kesseler kötüdür demem hiç bir elmaya. Amasya'dan ta buralara geldik biz de elmanın içinde, Ankaralara. Hemen dalından koparacak ne vardı sanki... Üç beş gün daha koparmasa idiniz ben zaten bitirecektim elmayı bir yerinden girip öbür tarafından çıkacaktım. İlaçlamayı da ne güzel unutmuşlardı. İlaçlama oldu mu zaten bizim de fazla bir şansımız kalmıyor kurt olarak. Gurt oluyoruz o zaman gurt gurt gidiyoruz. Soyumuza kıran giriyor vallahi...


Siz bakmayın biz elma kurtlarının diğer dört ayaklı kurtlar gibi havlayamadığımıza, atlayıp, zıplayıp koşamadığımıza. Biz de kurt diye geçeriz literatürde, ha bizim ismimizin başına bir de elma eklerler, oluruz elma kurdu, bazen armut kurdu, bazen kayısı kurdu... Bir de aç kurt gibi diğer insanlara saldıran, vahşi insanlar var. Emperyalist diyorlar onlara. Bir düşünür de demiş ki ''Homo homini lupus'' bu Latincesi, tercümesi de şöyle imiş. ''İnsan insanın kurdudur.'' Vallahi ne kadar doğru söylemiş fazlası var eksiği yok.


İnan şu ekşi elmaları ben de sevmiyorum. Es kaza bilmeden onların içine girersem hemen çıkasım, son sürat kaçasım geliyor. Arkama bile bakmıyorum. Arkadaşlarım, diğer elma kurtları da gülmekten yerlere yatıyorlar ''Osuruğuna sapan taşı bile yetişmiyor.'' diyorlar ekşi elmalardan kaçarken.


Geçenlerde yan elmadaki komşularım elma kurtları telef oldular. Çok üzüldüm onların durumlarına, ben de son anda yırttım, görmediler beni ilaçlama yapanlar. Bir de benim adımı kullanıp şarkı yapmışlar ''Elma Kurdu'' diye. Vay uyanıklar vay. Ne kadar sevimli ve ne kadar zararsız olduğumu biliyorlar tabi (Hem vallahi hem billahi insanlara zararım yok sadece elmalara.) Bana telif ücreti de ödemediler bir kuruş. Neyse canım, parasız pulsuz bir şarkı ile reklamımı yapıyorlar benim. Bu devir de öyle bedavaya reklam nerede? Hıh! Ben de bulmuş bunuyorum.


Eyvah ki eyvah. Ne güzel sepetin içinde yatıyordum günlerdir. Bu İsmail Bey de tatilden döndü, pek de bir elma sever. Sever de sevmesine yanımda bir kaç elma daha var, inşallah onlara doğru kayar gözü ve elinde ki bıçak. Hah! Neyse yanımdakini aldı. Yırttım yine bu seferde. Zor be bu dünyada elma kurdu olarak yaşamak. Tabi ki insan olarak yaşamak daha da zor. Biz hiç olmazsa diğer insanların yaptığı çoğu vahşilikleri, insanlık dışı davranışları görmüyoruz. Aman Allah'ım aşağıda ki bu yazıyı da kim yazmış paylaşmış ki 


''Elma kurdundan kurtulmak için neler yapılabilir?''

''Öncelikle ağaçların bulunduğu toprağın sürülmesine önem verilmelidir ve ağaç gövdeleri haziran ayının başlarında uygun olan ilaçlama yöntemleri ile ilaçlanmalıdır. İlaçlama yapmaktaki amaç elma kurtlarının yumurtadan çıkıp ağaca ve meyveye zarar vermeden önce öldürmektir.''


Herkes de ilaçlama yapmıyor ama. Zaten biz de böyle hayatta kalıyoruz. Yaşasın elma kurtlarının arasında ki dayanışma ve mücadelemiz. Kimyasal silah sınıfına girmez mi bunlar? Yasak yahu yasak Birleşmiş Milletler kararları var. Duyamadım ''Elma kurtları için geçerli değil mi?'' dedi biri. Hadi ya! Bıçak geliyor bıçak. Aha da benim elmayı aldı eline İsmail Bey. Yandım ki ne yandım. Bıçağa kadar ne rahattık be. Vay ki vay vay anam vay! 

( Ta Ki O Bıçak Girinceye Kadar Rahattım başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 16.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.