1 Karlı Bir Gün
Karlı bir gün
1940 lı yılların güzel bir eylül günüydü.Can sıkıntısından ne yapacağımı bilmiyordum.Bahçedeki salıncağıma oturarak etrafı seyre koyuldum.Bahçenin etrafındaki duvarlardan aşağıya sarkan asmalardaki parmak üzümleri,çekirdeksiz üzümler bal gibi tatlarıyla bir çok arıya davet veriyordu.Mis gibi kokan domatesler arasında iki tavuk telaşlı bir şekilde eşelenirken,hafiften esen rüzgara kavak ağacının yaprakları silik bir hışırtıyla eşlik ediyordu.
Sokaktan gelen konuşmaları duyunca ,hızlı bir şekilde salıncağımdan inip, sokak kapısına doğru koştum.Yan komşunun kapısı önündeki koşuşanlar kimlerdi.Çok merak etmiştim.Kapıyı aralayıp baktım. Asık suratlı, tayyör giymiş ve başında şapka olan iki kadın arkadaşım Hamide ‘ nin annesine sorular soruyordu. Aldıkları cevabı elindeki kara kaplı bir deftere yazıyordu.Son günlerde okul yaşındaki çocukları okula kayıt yapmak için görevlilerin evlere geleceği söylentisi vardı.Bu kadınlar onlar olmalıydı.Hamide için gelmişlerdi.O ‘ nu okula kayıt etmeye.Ben okula gitmek istemiyordum.
Bahçe kapısını kızla kapatıp, demir sürgüsünü geçirdim. Annemde bir saat önce, sattığımız çuvallar dolusu kuru incir paralarını altına çevirmek için, Pazar yerindeki seyyar altın satan Yahudi altıncıdan altın almaya gitmişti.
Üst kattaki odalardan birinde uzun zamandır ince hastalıktan yatan ve bir türlü iyileşmeyen ablamın odasına koşarak gittim.Ağır ahşap kapıyı tüm gücümü kullanarak açıp odaya girdim.Ablam hasta yatağında benim gürültümle uyanmıştı.Yavaşça yatağın üzerine oturdu.Beyaz patika geceliğini n yakasını düzeltip, siyah uzun kıvırcık saçlarını ensesinde topladı.Solgun yüzündeki feri sönmüş gözleri ile bana baktı.
- Neden koşarak yukarıya çıktın,bir şeyden mi korktun ?
- Hayır ben bir şeyden korkmadım
Diyerek pencereye koşup, aşağıya baktım.O kadınlar hala aşağıda görevlerin başındaydı. Hamide nin annesinin ısrarlarına rağmen eve girmiyordu. Ablam ısrarla “ kim ne konuşuyor kapının önünde bana söyler misin? “ dediğinde, ürkerek ve korkudan titreyerek
-Hamide ‘ yi okula kayıt için gelmişler, kapının önünde konuşanlar onlar
Ablam yatağından kalkarak pencereye geldi.Omuzlarımdan tuttu
-Sende okullu olmalısın,okumalısın, mutlaka okumalısın diyerek bana sevgi ile sarıldı.Şimdi bizim kapıyı da çalacaklar onları yukarıya ,benim yanıma getir.
Dedi.
O anda güçlü bir öksürük tuttu, karnını tutarak öksürmeye başladı, zorlukla yatağına doğru yürürken,ben pencereden dışarıya baktım.O iki kadın bizim kapıyı çalmadan oradan uzaklaştılar.
O kadınların bizim kapıyı çalmadan gitmesine çok sevindim, okula kayıt olmamıştım.Ablamın öksürüğüne de alışmıştım.Eve bir çok doktor gelip gitmesine rağmen bir türlü iyileşmiyordu.
Hastalığının adı ince hastalıkmış, tedavisi de yokmuş, 
Ablamı öksürürken bırakıp aşağıya salıncağıma koştum.Hızlı hızlı sallanmaya başladım.O sırada annem yanında yabancı bir kadınla geldi.Doğrudan ablamın yanına çıktılar. Bende onların arkasından yukarıya çıktım .Kadın ablamı muayene etti.Umutsuz bir şekilde “Allah ‘ tan ümit kesilmez, et,bal pekmez mutlaka yesin “ diyerek vedalaştı ve gitti.
Fırtına ile karışık kar yağdığı bir gün ablam son nefesini verdi.
Annemin gözlerinden yaş değil,kan damlıyordu….
( Karlı Bir Gün başlıklı yazı çınar tarafından 30.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.