1
Aralığın satır aralarından geçiyoruz
Kelimeler ağır aksak
kanıyor Karadeniz’de
İçinden geçtiğimiz
cümlelerle
Aşksızlığımız kanıyor
Ve hiç hiçine ölüyor
martılar
Sahil boyunca
Bakışlarımdan derin bir
“offf” geçip gidiyor…
Gözlerine değdiğinden
beri gözlerim
Köpüklü kahve tadında
saatler
Takvimler ayaz vuruyor
Üşüyoruz mevsimin
girizgâhında
Mevsim papatya mevsimi
olmasa da
Seviyor sevmiyor
sözcüklerinde
Sızlanıyor kalp
kapakçıkların
Biri ağır işliyor…
Hep beyazı çiviliyorum
üzerine
Kırmızı güller takarak
gülüşlerine
Mor bir yastığa
nefesini gömerken
Uzat ellerini bana
Çürüyüp giden ömrümüze
Taze baharlar katalım…
Ne zaman sabaha uyansam
Hep kapının önünde
beliriyorsun yakan gözlerinle
Sabahlar birlikte karşılıyor
sözcüklerimizi
“Merhaba ülkemin güzel
insanları” diye
Sen merhamet ellerinle
şifa dağıtıyorsun
Ben vatan uğruna bir
güne koşuyorum
Ve beni sana tutuşturan
Ve
sabaha kavuşturan Allah'a şükrediyorum…
Uzaktayım
Gurbet kuşları güneşle
geçiyor üzerimden
Biliyor musun
Kuşlar hep uçmaya meraklıdır
Ve meraklıdır balıklar
denizde yüzmeye
Ve meraklıdır
Âşık sevdiğini her
zaman yanında görmeye…
Alışkanlıkları
görüyorsun ya sevgilim
Alışkanlıklar
vazgeçilmezimiz oluyor zamanla
Gökkuşağını günlerce
asmadım hayallerime
Kirlenmiş beyaz
gömleğimi yıkamadım
Silmedim üzerime
dökülen pekmez lekesini
Ütülemedim bile bir tek
elbisemi
Belki gelirsin diye…
Görüyorsun ya
Avuçları aşka adanmış
bir adamın
Aşka tezahürüdür bu an.
Yokluğunda kırmızı
kanıyor kalbim
Yokluğunda ne çok
pespayeyim…
Âdem Efiloğlu