TEK  PERDELİK  VE  TEK  SAHNELİK  TİYATRO.

SAHNE: Bildiğiniz bir  tv  tartışma  programının  sahnesi  işte.

OYNAYANLAR:

ORD.  PROF.DR. TEMEL  HEMSİTAVA :  60  Yaşlarında  bir  beni  Adem. Galata  Köprüsünde  Balık  Lokantası  işletiyor.
PROF  DR. RUHİ  KAYMIŞ: Stratejist  ve  gazeteci…Boş  zamalarında  kabzımallık  yapıyor. 55  Yaşlarında.
PROF.DR  HANDAN  MAYDONOZ: Yaşını tespit  edemedik.  Ne  gibi  hobileri  olduğunu  da anlayamadık. 
SUNUCU: Her  iki  elini  de  bir  trafik  polisi  gibi  kullanan  oldukça  şirin  bir  hatun.  Yaklaşık  40  yaşlarında 
YENİ SUNUCU: Herhangi  bir  hatun  işte.
BABA  MUHALEFET  PARTİSİ  GENEL  BAŞKANI:  Onu  kelimelerle,  cümlelerle  tarif  etmenin  imkanı  yok. 

*********************************

SUNUCU-Değerli  izleyicilerimiz.  ‘’Akıl  akıl,  gel  peşime  takıl’’  Programımızda  bu gün  çok  önemli  konuklarımızla  birlikte  Fırat  Kalkanı  ve  Rus  Büyükelçisinin  öldürülmesi  konusunu  masaya  yatıracağız.  Konuklarımız :  Kumkapı  Balıkçılar  Halinden  Ordinaryüs  Profesör  Doktor  Temel  Hamsitava..Hoş  geldiniz  sayın  Hamsitava…

HEMSİTAVA-Hoş  Pulduk..Yalnız  bir  duzeltme  yapayum  Hamsitava  değUl..Hemsitava…

SUNUCU-Çok  özür  dilerim..Önümdeki  notta  Hamsitava yazıyor.  Hoş  geldiniz  sayın  Hemsitava…İkinci  konuğumuz  Ortadoğu,  Yakındoğu, Kuzeydoğu  ve  Güneydoğu  uzmanı  stratejist  Prof  Dr. Ruhi  Kamış…Hoş  geldiniz  Sayın  Kamış.

KAYMIŞ-Arkadaşım ! O  gözlüğü  değiştirin  artık.  Kamış  değil..Kaymış…

SUNUCU-Çok  pardon  sayın  Kaymış…  Siz  de  hoş  geldiniz…  Ve  üçüncü  konuğumuz  İstanbul  Üniversitesi  Edebiyat  Fakültesi  Gastroentoroloji Ana Bilim  Dalı  üyesi  Handan  Maydanoz…Hoş  geldiniz  sayın  Maydonoz…

MAYDONOZ-Hoş  gördük  şekerciiim.  Bu  gün  fıstık  gibisin  maşallah.  Bak  kıskanıyorum  seni.  O  yaşam  koçunun  adresini  ver  de  bir  de  ben uğrayayım  ona.

SUNUCU- Evet  sayın  seyirciler.  İlk  sözü  sayın  Hemsitava’ya  veriyorum…Hocam !  Bize  biraz  Fırat  Kalkanını anlatır  mısınız?

HEMSİTAVA-‘’Nesuni  anlatayum.  Yıllardır  kıçımızı  yırtayruz  kalkan,  deniz  paluğudur,  tatli  suda  kalkan’’  olmaz  diye.

KAYMIŞ- İtiraz  ediyorum.  Ne  demek   tatlı suda  kalkan  olmaz. Bu  söylediğiniz  Arşimet  kanununa  aykırı  bir  kere.  Suyun  kaldırma  kuvveti denen  bir  şeyi  duymadınız  sanırım. 

HEMSİTAVA-  Ula  baa  bak…Ben  gonuşurken  lafimi pölme  yoksa  seninnnn.

SUNUCU- Sayın  Kaymış  lütfen…Hocam  sanırım  başka  bir  kalkandan  bahsediyor.  Değil  mi  hocam?

HEMSİTAVA- Yaaaniii…Biz  de  piliyruk  herhalde  suyun  galdirma  guvveti  olduğuni.

MAYDANOZ- Ay  ciddi  misiniz?  Bizim  Rıdvan’a  söyleyim  bol  bol  su  içsin  o  zaman.

HEMSİTAVA- Sayın  Maydonoz.  Lutfen  sözümü  çesmeyin.  pen  sizin  sözunuzu  çestim  mu  hiç?

MAYDONOZ- Ben daha  konuşmaya  başlamadım  ki  sözümü  keseniz.

HEMSİTAVA-  Olsun..Siz  yine  de  yırtık  dondan çıkar  gibi  lafuma  dalmayın.  Pırakın  pitireyum.  Bir  eleştiruniz  var isa  sonra  yapin.

SUNUCU-  Siz  onlara  aldırmayın  sayın  Hemsitava.  Bana  anlatın.  Ben  sizi  can  kulağı  ile  dinliyorum.  Evet...Fırat  Kalkanı  diyorduk…

HEMSİTAVA- Fırat’tan  bir  dena  kalkan  çıksın  Ha  pu profesörlükten  istifa  ederum.  Yok  efendim  yok…Fırat’ta  kalkan  malkan  yok.  Nereden  çıkarurlar  bu  bilim  dişi  hurafeleri  bilmem.  Hani  inci  kefalı filan  deseler  anlayacağum  da  kalkan?  Çüşşş  yani.

SUNUCU- Yani  sizce  halkımız  kandırılıyor  mu? 

-HEMSİTAVA-  Elbette  aldatılay.  İnsanları  Fırat’ta  kalkan  olduğu  gibi  hiçayelerle  aldatmanın  vebali  çok  buyuktur.

SUNUCU- Peki..Şimdi  de  sayın  Kaymış’ın  görüşlerini  alalım.  Sayın  Kaymış.  Siz,  sayın  Hemsitava’nın  görüşlerine  ne  diyeceksiniz?

KAYMIŞ- Sayın  Hemsitava  demogoji  yapıyor  efendim.  Biraz  sonra  yapacağım  açıklamalardan  sonra  da bakalım  profesörlükten  istifa  edecek  mi?

Şimdi  sorarım  size  sayın  Hemsitava.  Atamız  Ertuğrul  Gazinin  babası  Süleyman  Şah, yaptığı  bir  savaşta bir  ırmakta  boğulmamış  mıydı?  Yıllar  sonra o  savaşta elinde  tuttuğu  kalkan  da  o  ırmağın  suları  içinde  bulunmamış  mıydı?  O  ırmağın  adı  da  Fırat  değil  miydi?  Bu durumda  Fırat  Nehrinden çıkan o  kalkan  Fırat  Kalkanı  olmaz  mı?

MAYDONOZ- Ama  o  Fırat  değildi  ki?  Dicle  Nehri  değil miydi?  Yani  diziden  aklımda  kaldığı  kadarıyla  öyleydi.

SUNUCU-  Bir  dakika...Burada  sözü  sayın  Maydonoza  bırakmam  gerekiyor  zira  çok  önemli  bir  noktaya  temas  etti.  Evet  Sayın  Maydonoz.  Sizi  dinliyoruz.

MAYDONOZ- Gördüğünüz  gibi  burada  değerli   uzman  arkadaşlarım tam  bir  yanılgı  içindedirler.  Aslında  elbette  bir  kalkan  vardır  ama  bu  kalkanın  Fırat’la  ilgisi  yoktur.  Kalkan,  Antalya  ilimize  bağlı  oldukça  şirin  bir  ilçe  olup  daha  önce  Kaş  ilçesine  bağlı  bir  belde  iken  şimdi  bağımsız  bir  ilçe  olmuştur.  Az  ilerisinde  de  Demre  vardır.  Demre’de  kim  var  peki?  Tabii  ki  Noel  Baba.

HEMSİTAVA- Bizim  Noel  diye  bir  babamız  yoktir.  Kabul  etmeyrum.

KAYMIŞ- Bu  Noel  Baba  dedikleri  aslında  İşid’in  kurucusu  Nail  bin  Abdullah  el  Tellaldır.  Sakallarına  dikkat  edin.  Aynen  İşidciler  gibi sakalları  var  adamın.  Hediye  mediye  ayağına  teröristlere  silah  ve  malzeme  yardımı  yapıyor.  Ben  bu  konuda  devletimizi  o  kadar  uyardım.  İndirin  şu  puştun  uçan  geyiklerini,  kızaklarını  diye  ama  neymiş  efendim  uluslar arası  bir  krize  sebep  olurmuş.  Olursa  olsun  efendim.  Cürümleri  kadar  yer  yakarlar  netice  itibariyle.

MAYDONOZ-  Ay  yazık  yaaa.  Dokunmayın  Noel  Baba’ya.  Onun  kimseye  zararı  yok. Asıl  tüm  domuzluklar  Fetö’nün  başının  altından  çıkıyor.

HEMSİ  TAVA-  Ben  o  Fetönün  zaten. Biiippp  Biiippp.  Biiiippp.

SUNUCU- Sayın  Hemsitava lütfen.  Canlı  yayındayız.  Reklam  girdiğimizde  bol  bol  sallayın  ama  şimdi  olmuyor  yani.

Neyse… Şimdi  sayın  uzmanlar.  Fırat  Kalkanı  konusunu  hallettiğimize  göre  şu  Rus  Elçisinin  vurulması  konusuna  dönelim.

MAYDONOZ-  Ay  kız  kime  vurulmuş  yine  çapkın?

SUNUCU-  Öyle  vurulma  değil  sayın  Maydonoz.  Duymadınız  mı.  Adamı  tabanca  ile  vurdular.

MAYDONOZ- Ay  deme  kıızzz.  Ne  zaman?  Kim  vurdu?

KAYMIŞ- Kim  vurdu  değil  efendim.  Fail  biliniyor.  Bu  seferki  cinayette  maktul  kim vurduya  gitmedi  yani..

HEMSİTAVA- Ula  haçan  pilmeysun daha  adamin  vurulduğuni  bile,  oyleyse  ne  pok  yemeye  geleysun  ha  buraya konu  hakkinda  gonuşmak  için  a  kot  kafali  kari?

MAYDONOZ- Bana bak  bana.  Ağzını  caaart  diye  yırtarım  senin.  Kot  kafalı  sana benzer.  Duymadık  işte  n’aapalım?

SUNUCU-  Sayın  Kaymış..Sizden  başlayalım.  Bu  konuda  ne  diyeceksiniz?

KAYMIŞ- Efendim,  Rahmetli  elçiyi  kesinlikle  Ruslar  bizzat  kendileri  öldürdüler.

SUNUCU- Haydaaaa…Şimdiye kadar pek  çok  iddia  duydum  ama  bunu  ilk  kez  siz  dile  getiriyorsunuz.  Peki  sebep?

KAYMIŞ- Efendim, Türkiye  ile  savaşma  hakkını  saklı  tutmak  için  tabii  ki?

SUNUCU- Anlamadım.  Biraz  açar  mısınız?

MAYDONOZ- Ay  burada  mı  açacak?  Seksen  milyon  insan  bizi izliyor  kız..Ayıp  olmaz  mı?

SUNUCU-  Öyle  değil  ya… Evet  sayın  Kaymış…Savaşma  hakkını  saklı  tutmak  için  dediniz.  Bunu az  açar  mısınız?

KAYMIŞ-  Yani  efendim  Bizim  Türkiye  şu  pkk-pyd  konusunda  bir  türlü  karar  veremedi ‘’ABD  nin mi  yoksa  Rusya’nın mı  yanında  olayım. ‘’  diye…Yani  aslında  Türkiye  de  haklı.  ABD nin  yanında  olayım  diyor,  ABD  ‘’Pyd  bizim  dostumuz ,  feda  olsun  postumuz’’  Diyor.  Rusya’nın  yanında  olayım  diyor;  Rusya hem  Bayırbucak’ta  Türkleri,  hem  de  Halep  de  Müslümanları  katlediyor.  Aşağı  tükürse  sakal,  yukarı  tükürse  bıyık.

HEMSİTAVA- Ula  o  da  karşiya  tukursun  daaa.

KAYMIŞ- Sayın  Hemsitava  lütfen..Ben  sizi  bölmedim.  Lütfen  saygı  gösterip  dinleyiniz.

SUNUCU- Evet  yani.  Bırak  da  adam  yumurtlasın  ne  yumurtlayacaksa…

KAYMIŞ-  Efendim  sonunda  Türkiye  ‘’  Öyle  de  battık,  böyle  de  battık’’ diyerek  Rusya’nın  yanında  yer  aldı.  Lakin  Rusya  tedirgin.  Türkiye  ya  tekrar  ABD  ye  dönerse…İşte  bunun  önüne  geçmek  için  kendi  elçilerini  kendileri  vurdurdular.  Olur  da  Türkiye  tekrar  ABD ye  dönerse  ‘’ Ulan  siz  bizim  elçimizi öldürmüştünüz  ‘’  Diye  Türkiye’ye  savaş  açacaklar.

SUNUCU-  Vay  anasını  sayın  seyirciler.  Şeytanın  aklına  gelmez  böyle  bir  hinlik.

KAYMIŞ-  Ama  Rusların  aklına  gelir.

SUNUCU- Bu  durumda  Rus  elçisini  öldüren  Mert  Aslantaş  Fetöcü  filan  değil,  doğrudan  doğruya  Rus  Ajanı  mı?

HEMSİTAVA-  Ula  olir  mi  hiç?  Heruf  bal  cibi  Fetöci.  Her  haliyle  bellu  zaten  Fetöci  oldiği.

SUNUCU-  Nasıl  belli  sayın  Hemsitava.  Açıklar  mısınız?

HEMSİTAVA-  Ula  herşeydan  once  herif  siyah  takim  elsibe  ciyey.

MAYDONOZ-  Ay  inanmıyorum.  Siyah  takım  elbise  ha?  Siyah  takım  elbiseyi  nereden  bulmuş  ki?  Yani  siyah  takım  elbise  giyiyorsa  sayın hocam  kesinlikle  haklı,  adam  Fetöcüdür.

HEMSİTAVA-  Teşeççür  ederum  sayın Meydanoz.   Ama  sadece  bu  kadar  değul.  Heruf  Söçe  ilçesinde  bir  Anadoli  lisesi  mezuni.

MAYDONOZ- Olamaz… Devlete  ait  bir  Anadolu  Lisesi  mezunu  demek…  Bariz  bir  şekilde  Fetöcüdür  o  zaman.

HEMSİTAVA-  Dahasi  da  var. Polis  Mesleç  yuksek  okili  mezuni  pir  polis  ha  bu  gaybananın  katili.

MAYDONOZ-  İşte  bu…İşte  bu  delil  adamın  kesin  Fetöcü  olduğunu  gösteriyor.  Bir  polis, Otelcilik  ve  Turizm  Meslek  Yüksek  Okulundan  değil  de  Polis  Meslek  Yüksek  okulundan  mezun  olmuşsa  mutlaka  Fetöcüdür.

KAYMIŞ-  Efendim,  biz  katilin  Fetöcü  olmadığını  mı  söyledik?  Katil  elbette  Fetöcü.  Bu  olayda  Fetö  ile  Rusya  birlikte  hareket  ediyorlar  zaten.  Rusya  taşeron  olarak  Fetö  örgütünü  kullandı. Öte  taraftan  katilin  Fetöcü  olduğunun  en  büyük  delilini  de  ben  söyleyeyim: Adam  siyah  takım  elbise yanında beyaz  gömlek  ve siyah  kravat  bile takıyormuş. Ayrıca Körfez  dersanelerine  de  gitmiş.

SUNUCU- Ama  sayın  Kaymış.  Ben  de  lise  yıllarımda  üniversite  sınavlarına hazırlanmak  için  Körfez  Dersanesine  gitmiştim.

HEMSİTAVA-  Ula  o  zaman  sen  da  Fetocisin  daaa.

SUNUCU- Sayın  seyirciler ! ‘’ Akıl  akıl,  gel  peşime  takıl’’  Programı  Reklamların  ardından tüm  hızıyla  devem  edecek.  Şimdi  kısa  bir  ara  veriyoruz.

O  kısa  aradan  sonra  program  yeni  bir  sunucuyla  devam  eder.

YENİ  SUNUCU-  Evet  sayın  seyirciler…Eski  sunucumuzun  aniden  doğum  sancıları  başladığı  için  acilen hastaneye  kaldırıldığından  programa  kaldığımız  yerden  benimle  devam  ediyoruz.  Ben  sözü,  bu  konuda  hiç  konuşmamış  olan  sayın  Maydonoz’a  bırakıyorum.  Buyurun  sayın  Maydonoz.

MAYDONOZ- Bu  gün  o büyükelçiye  sıkılan  kurşun  aslında  Türkiye-  Etiyopya  dostluğuna  sıkılmış  hain  bir  kurşundur. Etiyopya  ile  olan  dostluğumuzu  kıskanan o  menfur  Emel’i  şiddetle  kınıyorum.  Zaten  benim  Rıdvan  ile  yakınlaşmamı  kıskandığı  için  de  kınamıştım  Emel’i.

YENİ  SUNUCU-  Etiyopya  ne  alaka  şimdi?  Ölen  elçi  Rus  elçisiydi.

MAYDONOZ-  Olsun… Maksat  Emel’i  kınamak…Burada  seksen  milyonun  huzurunda  şiddetle  kınıyorum.

YENİ  SUNUCU- Sayın  seyirciler !  Sayın  Baba muhalefet  partisi  genel  başkanı  telefonla  programımıza  bağlandı.  Şimdi  onu  dinliyoruz.  Bakalım  konuyla  ilgili  bizlere  neler  söyleyecek?

BABA  MUHALAFET PARTİSİ  GENEL BAŞKANI- Sayın  sunucu.  Bu  olayda  asıl  aydınlığa  kavuşturulması  gereken  noktayı  hep  göz  ardı  ediyoruz.

YENİ  SUNUCU- Nedir  efendim  o  göz ardı  ettiğimiz  husus?

BABA  MUHALEFET  PARTİSİ  GENEL  BAŞKANI-  Elçiyi  öldüren  o  polise  silahı  kim  verdi?

YENİ  SUNUCU-  Evet  yaaaa.  Bunu  atladık  hep.  Doğru.  Bir  polis  memuruna  silahı  kim  verir?

BABA  MUHALEFET  PARTİSİ  GENEL  BAŞKANI- Di mi  ama?  Bir  polis  memurunda  tabancanın  ne  işi  var?

YENİ  SUNUCU- Çok  teşekkürler  sayın  Baba  Muhalefet  Partisi  Genel  Başkanım…  Sorunuzu  duydu  değerli  uzmanlarımız.  Bakalım  ne  diyecekler? 

Evet  sayın  uzmanlar…  Baba  Muhalefet  Partisi Genel  Başkanımızı  duydunuz.  Ötün  bakalım?  Bir  polis  memurunda  tabancanın  ne  işi  var?

KAYMIŞ-  İşin  doğrusu  benim  de  bir  türlü  cevaplayamadığım  soru  bu. Polis  ve  tabanca…Asla  yan  yana  olmaması  gereken  kelimeler.

HEMSİTAVA- Orayi  penum  da aklim  almadi.  Ula  itfaiye  hortimi  olsa  neysa.  Tak  peline  cez.Kimsenanin  tiggatını  çekmez.  İllevelaçin polis  adamda  tapancanun  ne  işi  var?

MAYDONOZ-  Kesinlikle o  menfur  Emel vermiştir.   Ondan  her  şey  beklenir.

HEMSİTAVA-  Ula  ha  bu pokyiyenun Emel’i  oyle her  onune  celene  verey  mi?

MAYDONOZ-   Ah,  siz  bilmezsiniz  onu. Ondan  her  şey  beklenir.

YENİ SUNUCU- Evet  sayın  seyirciler…   Gördüğünüz  ve  işittiğiniz  üzere olaydaki  en  karanlık  ve  acele  aydınlığa  kavuşması  gereken  nokta ‘’  O  silahı  o  polise  kim  verdi?’’  Sorun  bu  kadar  acil  ve  önemli  ama  maalesef  bir  cevabı  yok.  Her  ne  kadar  tüm  şüpheler  Emel  üzerinde  toplanıyorsa  da  olay  yargıya  intikal  ettiğine  göre…Pardon…Sayın  Maydonoz ‘  Olay  yargıya intikal  etti  değil  mi?

MAYDONOZ-  Etmez  mi  efendim.  O  Emel’i  sürüm  sürüm  süründüreceğim.

YENİ  SUNUCU-  Evet..’’  O  silahı  o  polise  kim  verdi’’  Sorusunun  en  büyük  şüphelisi  Emel…  Alemde  ‘’Menfur  Emel’’  olarak  tanınan  bu  kadın  ile  ilgili  olarak  olay  yargıya  intikal  ettiği  için  daha  fazla  konuşamıyoruz.

Pardon…Siz  de  anladınız  mı  sayın  Baba  Muhalefet Partisi  Genel Başkanı?

BABA  MUHALEFET  PARTİSİ  GENEL  BAŞKANI- Emel’i  anladım ama valla düşünmekten  beynim  çatladı.  O  silahı  o  polise  kim  verdi?  O  kısmı  anlayamadım… 

YENİ SUNUCU- Sayın  Baba  Muhalefet  Partisi  Genel  başkanım !  İsterseniz  şöyle  yapalım.  Siz  anladığınız  zaman  gelin  buraya,  bir  program  da  sizinle  yapalım  ve  anlatın bize

İlave  edeceğiniz  bir  şey  var  mıydı?

BABA  MUHALEFET  PARTİSİ  GENEL  BAŞKANI- Evet  var…Değerli  yorumcular  bir  noktayı  daha  atladılar. Mesela  katil  neden  canlı  yakalanmadı?

YENİ  SUNUCU-  Evet..Çok  önemli  bir  soru.  Peki  bunun  cevabı  var   mı  sizde?

BABA  MUHALEFET  PARTİSİ  GENEL  BAŞKANI- Olmaz   mı?  Elbette  var.  Katil,  bize,  yani  baba  muhalefete mesaj  veriyor: ‘’ Eğer  başkanlık  sistemine  hayır  demeye  devam  ederseniz  biz  de  böyle  Rus büyükelçilerini  vurmaya  devam  edeceğiz’’  Diye

HEMSİTAVA- Mantikli.

KAYMIŞ- Evet..Bence  de  mantıklı.

MAYDONOZ- Bence  süper  mantıklı. 

YENİ  SUNUCU- Tabii  ki  böyle  tehdit  ve  şantajlara  boyun  eğmeyeceksiniz  değil  mi  efendim?

BABA  MUHALEFET  PARTİSİ  GENEL  BAŞKANI- Benim  adım… Hay  Allah  yahu benim  adım  neydi?::Neyse  o  kısmı  boşverin.  Ben  adamın  ana..anaa… 

YENİ  SUNUCU- Anladım  efendim.

BABA  MUHALEFET  PARTİSİ  GENEL  BAŞKANI- Öyle  Rus  Büyükelçisi  öldürmekle  bizi  yıldıracaklarını  sananlar  avuçlarını  yalarlar.  Benim  adım…Hay  Allah  yahu  neydi  benim  adım?

YENİ  SUNUCU- Anladım  efendim.

HEMSİTAVA- Haçan  canli  yagalansaydu  bulbul  cibi  ottureceklerdi.

KAYMIŞ- Herifin  cesedinden  yetmiş  iki  kurşun  çıkarmışlar.  Özel  Harekat  resmen  kevgire  döndürmüş katili.

BABA  MUHALEFET  PARTİSİ  GENEL  BAŞKANI-  Bakın  bu  da  önemli  bir  sorun. Özel  harekat  polisine  o  silahları  kim  verdi?

MAYDONOZ- Adamın  bülbülü  ötmemiş  diye  mi  onca kurşun  sıkmışlar?  Yazık  kııızzzz.

YENİ  SUNUCU- Sayın  seyirciler…Fırat  Kalkanı  ve  Rus  Büyükelçisinin  öldürülmesi  olayını  masaya  yatırdığımız  ‘’Akıl  akıl  gel  peşime  takıl’’  Programı  burada  sona  eriyor.  Son  bir  cümle  almak  için  sözü  Baba  Muhalefet  Partisi  Genel  Başkanına  bırakıyorum.  Buyurun  efendim.

BABA  MUHALEFET  PARTİSİ  GENEL  BAŞKANI-   Vatandaşlarımız  şuna  emin  olsunlar  ki  bu  işin  arkasını  bırakmayacağız.  O  silahi  o  polise  kimin  verdiğini  mutlaka  bulacak  ve  bunun  hesabını  iktidardan  soracağız.  Bir  polis  memuruna  silah  vermek  ne  demekmiş  görecekler.  Bundan  hiç  kimsenin  şüphesi  olmasın

YENİ  SUNUCU-  Çok  teşekkürler   sayın  genel  başkan. Bir  dahaki  ‘’Akıl  akıl  gel  peşime  takıl’’ Programında  yepyeni  bir  konuyu  masaya  yatırıp  ırzına  geçmek üzere  şimdilik  iyi   geceler  diliyorum.


( Uzmanlar Konuşuyor başlıklı yazı Sami Biber tarafından 25.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.