Zehrin akışında saklı zamanın tınısı,

İçselleştirdiğim beyitlerdeyim,

Beylik cümleler kurmak iken özürüm,

Kanayan balyalarında sarımtırak acıların,

Ekliyorum dertleri örgülü saç diplerime:

Dokundukça annemin elleri,

Titrek ve masum bir özlemle tarıyorum

Sözsüz yaprakları

Ve istifliyorum önce aşkı sonra da tanımadıklarımın

Nidalarına yol vermişken Tanrı.

 

Özürlü bir düş’üm işin aslı,

Düştüğüm ırmaklarda,

Gömüldüğüm kaypak ruhlarda

Ve sevmediğim adamların sevmedikleri kadınlarla

Olan birlikteliğine,

Esefle bakarken kuş bakışı,

Nankör bir ime takılı aklımın pervazında

Boykot ediyorum kayıplarımı.

 

Bir isyan mı peki?

Hâşâ!

Ya da bir özlem mi mimlediğim

Gecenin bir yarısı?

Belki…

Kulaklarım da tıkalı gittiğinden beri

Hür seçimlerim karışmışken toza,

Darmaduman olsam,

Ne fayda…

Sonrası mı?

Öncesizliğim yok iken dert değil inan ki.

 

Dalya, dedim bu gün:

Neye mi?

Öldürdüğüm benliğimin yıl dönümüne

Serptiğim ölü düşlerden,

Arda kalan,

Biraz da yitirdiklerime ettiğim niyaza

Yığdığım elem ve özlem.

Yetsin de artık,

Bunca duygu iken ters yüz eden,

Nakşettiğim o bariz sancı.

 

Dur durak demeden evren,

Hicreti mi ömrün yoksa

Alırken nasibini çatık kaşlı sahibinden yüreğin,

Peyda olan ölü bir şarkıda mı gizli tüm hüsran?

 

( Dalya, Dedim Bu Gün... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 17.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.