Bu şehrin geceleriydi beni şair yapan,

sokaklarında bir meczup gibi dolaşırdım .

Ay doğmayan kış gecelerinde,

puslu lambalar dinlerdi efkarlı şiirlerimi.

Asi gibi derinden ve sessiz akıp giderdim,

Antakya’nın dar sokaklarında.

 

Her ışıkta yüzün gülüyordu yüzüme,

her karartıda hüzün doluyordu içime.

Bazen şehir de bana dar gelirdi.

Uzun Çarşı’dan, gün boyu dükkânlardan

kaldırımlara sinmiş,

defne ve kekik kokuları arasında,

tırmanırdım Habibi Neccar Tepesi’ne.

 

Kendimle baş başa kaldım sanırdım.

Oysa nereye gitsem,

hangi yana atsam kendimi;

şehrin en yüksek burçlarından,

ismin devrilirdi üstüme.

Yine beni sende unuturdum…


 

Muhittin Alaca

( Antakya Geceleri başlıklı yazı Alaca tarafından 1.02.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.