Nasiplendiğimde kıyamet
kopmakta
Oysaki usun ilk ilkesi,
Yine sahipsizliğin
feryadına kilit vurduğum
Fevri bir yürek sesi
Hem de ellerimle
mabedimi yıktığım.
Konuşluyum asil bir
gölgede,
Dipçiği tüm sırlarımın
Gayri ihtiyari seçtiğim
üç beş imge.
Şimdi sussam ve
çekilsem köşeme,
Feryadın biri bin para,
Cebelleştiğim dokunaklı
tezahüründe yüreğin
Bir nebze de olsa sükûtu
dilediğim.
Tüm hezeyanda saklı aslında
o mevzu;
Kerem’in diğer yarısı
mademki ölümüne sevda,
Kim kaybetti de indinde
makberin,
Yetmedi mi üstelik anıp
anıp da gömdüklerim?
Kayıtsızım bu gece,
Zifiri yoksunluğun
yeknesak hüviyeti;
Verip de
alamadıklarımdan mı soracağım yoksa tüm hesabı?
En kıvrımlı hüznü
yaşıyorum doya doya,
Gücümün yettiğinin yüzü
suyu hürmetine
Yine dilimde takılı sayısız
tekerleme:
Aklımın figanlarında
Yalıtılmışlığımın
gölgesi,
Kayıp giden son
yıldızın da yine
Bana kesilmişken
faturası.
Bir demde saklı madem ölü
yarımın tescilli hikmeti,
Yarında mı
gizlenmeliyim
Yine yok sayıldığıma
dair geçmediğim kayıtlarına
Yeryüzünün, bir de
mutluluk ulaşmamışken o yıldıza,
Adımı dahi unuttuğum
açmayan çiçek bahçemde.
Gönülde saklı ferman,
Kalemde ise belli
belirsiz bir derman
Yine aralıksız
nakşettiğim,
Saklı sırları mı da
sükûtun en derinine gömmeliyim?
Gidip de dönmeyen kim
varsa;
Bir de var olup gitmeyi
marifet bilenlere
Geride kalansa derin
bir hutbe
Yine içmeye
doyamadığım.
Fısıltıların gıyabında
bir sükûtun da özlemi;
Temenninin çok ötesinde
bir de yüreğin tok sesinde
Asılsız bir hezeyan
yine,
Gönle o sitem üstelik
yerli yersiz;
İndinde rahmetin
tokuşan benlikle
Tüm hasbıhal yine toz
konduramadığım güncemde.
Tekil bir beyan:
Andıklarıma rahmet
zulüm ise harcım mı?
Hâşâ!
Hakka sunumumda sadece
kırık bir lehçeyim,
Konuşmayı özlediğim
hangi yürekte saklı isem,
Bir de görüp
göreceklerime okuduğum sitem
Kadar kayıtsızım.
Olmazın oluru bir düşte
kaykılmışlığım yerli yersiz
Açık unuttuğum
penceremde
Bir tabur özlem belki
de nakşeden
Aşka ansız bir yergi
Suretimde yenilgi,
Kanımda ne çok kıvılcım
Ölümüne tetiklerken
ömrü
Edindiğim o son rütbe.
Hiçliğimi öğütüyorum,
Düş birikintilerimden
kalan son zerreler belki de.
Tüm sessizliğin de
figanı yine
Saklı kayıp rotamda:
Kâh eksiltili cümleler,
Kâh darmaduman olmuş
aklın çatıl kaşları.
Eziyorum teker teker
ölümlü yürek sesimi,
Duymamalı kimse… oysaki
Çok geç,
Vakit çoktan oldu ömrün
yarısı.
İçselleştirdiğim
hayallerimle ölümüne nikâhlıyım
Bir de adını bilmediğim
kutup yıldızımın nidalarında
Rast geldiğim mabedimin
kırık parçaları:
Eğilip yere elimle tek
tek toplamaya kalkıp da
Kalan yarımın da yok
olduğu o hengâme yine
Varlığımın uzamında tok
bir yürek sesi.
Tıp tıp akıyor gözün
nameleri,
Ellerimde az çok isyan,
Neye delalet ola ki
bunca sessizlik,
Demenin bedeli belli ki
Yerin dibine geçtiğim
ayak sesinde evrenin
Bir de soyutlandığımın
bilincinde
Yufka yüreğin eremediği
mertebe yine
İstikameti kayıp bir
sevdada terk edilmişliğim.
Üstelik ansızın gönül
kubbeme örttüğüm örtünün
Büründüğü izdiham olsa
olsa
Sebepli sebepsiz tüm sevmişliklerim;
Artık hangi aklı evvel fani
ise
Aşkın yüzü suyu
hürmetine.
Kayıp bir miladın da
peşinde bir göçebeyim belli ki;
Anmadıklarına rahmet
okumaz mı insan, demelerine
Tüm isyanım:
Yanlı yansız tüm kelamım
yine peşi sıra imlerin
Ölümün tehdit ettiği
bir ferman kadar kayıp bir bildirge
Daha beyan etmediğim ne
ise:
Belki yarın belki asla
Belki de olmamasını
dilediğim bir matemde tüm suretim,
Gördüklerime kani,
Göreceklerime de
Eyvallah,
Artık kader ne zaman
dilerse,
Belki de mutluluğun
pençesine düşme telaşım,
Gidip gelmelerle
bozmuşken aklımı.