Bizim Tahsin ile dostluğumuz çok eskilere dayanır. Severim de keratayı, ah bir de şu cimriliği eli sıkılığı olmasa daha da seveceğim. Kendisine sorarsanız''Ben cimri değil tutumluyum, ikisini karıştırma bilader''der. Ben anlatayım onun hal ve tavırlarını da, varın siz karar verin, tutumlu mu, yoksa cimri mi?
Sabah selamünaleyküm İsmail deyip içeriye girdi mi, bakar sofra kurulmuş;
peynir, zeytin, domates her şey var, davet edilmeden hemen oturur sofraya. Önüne
çay koyarız, kahvaltımıza ortak ederiz. Biz atadan babadan öyle öğrendik, gelen
misafir Tanrı Misafiridir bizim için, her kim olursa olsun.''Be arkadaş bir gün
de sen bir şeyler al getir de biz yiyelim, yok ne mümkün''. Cebinde asla sigara
paketi taşımaz, isteyene yok der, ya da paket varsa, içinde mutlaka tek sigara
vardır, ikincisini bulamazsın, diğerlerini çekmeceye boşaltmıştır önceden.
Telefon konuşmalarını bizim dükkandan yapmayı çok sever, bahaneside hazır
:''İki dakika şuradan evi arayayım bir daha beş kat yukarıya çıkmayayım''
der...
Kızılay'da çalıştığı mağazalara iş götürecek ya, yarım saat önceden fizibilite
çalışması yapmaya başlar. Komşulardan Kızılay'a araba ile gidecek var mı yok mu
diye; varsa ne ala, yoksa var oluncaya kadar bekler durur. Çoğu zaman evden
sefertası ile yemek getirir, o getirdiği yemeği de iki günde bitirir ucuza
gelsin diye. Bazen takılırım''Be Tahsin karnım acıkır diye tuvalete de
gitmeyeceksin neredeyse'' diye, güler geçer''N'apalım başka türlü geçinemiyoruz
birader''der...
Geçen gün arabasının muayene zamanı gelmiş, bakmış lastikler kötü, bu lastikler
ile araba ömrübillah muayeneden geçmez, dört tane çıkma lastik almış, hesapta
ucuza getirecek. Muayeneye bir girmiş yine geçememiş muayeneden, al başına
dert, iki türlü zarar. Aldım karşıma birgün''Tahsin dedim bedava mezar bulsan
ona da gireceksin cumburlop ''
Arada takılırım ona böyle, ama beni sever, laflarımı da kaldırır.''Cepli
kefenler çıkmış ollum ikibinoniki model her bir şeyi koyup götürüyormuşsun öbür
tarafa''dedim. Bazen kızarır bozarır''Abartma o kadar''der. Hanımına bir kızmış
iki üç gün önce. Kızdığı şeye bakar mısınız? Eve temizlikçi kadın gelecek,
yevmiyesi seksen lira''seksen lira çok''demiş Tahsin '' Yarım gün gelsin kırk
lira ver, yarım gün de sen temizle''düşünceye bak, adamdaki zekalar taşıyor...
Bir de oğlu var yakışıklı mı yakışıklı. Bir kız ile çıkacakmış. Telefon ediyor
babasına para isteyecek, kız ile kafeye gidecekler. Oğluna telefonda
tavsiyelerde bulunuyor, aynen şöyle''Oğlum iki tane simit al, bir kıza bir
sana, yanına da iki küçük meyve suyu, gidin bir parka oturun, gözlerinin de
içine bak kızın, zaten seni seviyorsa, eriyip gider gözlerinde, ne kafesi, ne
pastanesi boş ver''
Onun telefon konuşmasını dinlerken resmen isyan ettim isyan''Pes''dedim
Tahsin''Pes , sinekten yağ çıkaracaksın neredeyse .'' Cevap hazır''Sen bizim
dükkanda ne kadar az sinek var görmüyor musun, yağlarını çıkardığım için içeri
girmiyorlar'' İşte böyle bizim Tahsin ile doyulmaz muhabbetlerimiz...