Zaman tırmalar yaralarımı:
Azgın bir Mart kedisi zaman;
Kısaltmalarını ara durakların,
Ellerimle ölçüp biçtiğim
Bir de karaya boyanmışken
El-âlemin yüzü.
Kirli ellerim oysa ve haliyle bedenim…
Pür-ü pak olsa yüreğim,
Kime ne?
Kin(r)lerinden arınıp da gel bayım,
Konakla ruhumda:
Deşifre edelim hadi,
Kır çiçekleri tazeliğinde olsam, kime
ne?
Ya da dikeni yüreğine batan bir gül’sem:
Acıyı yine kendi kanına bana bana.
Babam koymuş adımı
Doğduğum o yaz gecesi:
İlk çocuk ilk heyecan.
Keşke sorsalardı;
Ne olsun adın?
Hiç düşünmedim bayım, derdim,
Usulca dönerdim bu kez
Ölümün rahmine,
Durduğum kabahat be, anne!
Duydukların mı ne?
Sadece şehir efsanesi, bayım.
Kırgın mizacımın da ilk şifresi:
Gülmekten geçtim,
Aşktan da,
Yine bağımlıyım tüm tek heceli
duygulara.