ZEN-MERG-AZADİ

Gördüm ki;

aklımı çelen bir yakamoz,

turuncudan kırmızı’ya dönüyor.
Gözlerimi  açtığımda…

Huzurum olduğunu bilmesem ,

Zifiri bir gece eşkiyası olurdum kesin.

O zaman, soyunur anadan üryan, 

zenci akşamlar.

Ben, “zen” olurum…

 

Düşlerimin çatalağızında,

pastoral bir ay’a dönüşür.

Özlemin buz  kesen ayazı.
Ustura gibi çekerim kendimi,

helak olur içimdeki badire.

Ah işte o zaman yedi göğün,

yedi renginde çizilir eşgalim.

Vurdukça çelimsiz gövdemi,
siyah kadere…

Bu defa, “merg” olurum…

 

Bir fesleğen yaprağına sarılır,

bir sardunya kokusuna.

Zamanla aşk’ı avuçlayan,

hüzünleri  okşayan avazın…
Şems’i bir noktada cem eder
belki yanmamam için,

Öksüz bir sabi gibi,

Kederin  ellerinden tutar,

sakallı karanlıklarım.

Senin ellerin elmas,

dudakların zümrüt kokar o zaman.

Mahzunluğum…

Olur sende bir sancak…

Ben ise; sana mahküm,

sana “azadi “olurum ancak!

                       Müşteba Güneş 

( Zen-merg-azadi başlıklı yazı Musteba tarafından 9.04.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.