İçerlediğim karanlığa
atıp tutuyorum
Bir de gecenin İlahi
yalnızlığına.
Gündüz olsa ne
değişecek ki;
En azından geceler
görünmez
Bir de pervazında
yorganın…
Tüneyen yüreğin de
aryaları
Bir de az sonra doğacak
güneşin kayıp mızrabı.
Hani olur da tüter sobanın
bacası;
Usulca yakarım tüm
derdi tasayı.
Hayta bir sitem
Çalan şarkı,
Derleyip toplamalı da
Nerede, ah nerede?
Irgat yüreğin tekdüze
yansız telaşları;
Ansızın peyda olan
yaftalanmış aşk’a da balta vuran
Yoksa hayatta mı bağnaz
bir şiir düşmanı?
S(ş)air kimliğim madem
Töhmet altında;
Altı üstü düzyazı şu
beyanatım
Hele ki onca k(a)ra
name,
Üst dudağın firarı
sayısız cümle,
Çatık kaşlı bir imgeden
mi müteşekkil yoksa?
Kırgın mizacın da deli
beyanı.
Bayanlar, baylar
çekilin aradan!
Yoksa çatal sesi mi
yüreğin,
Varsın duymazdan gelin.
Hem belli mi olur,
Kim bilir yeniden
açılır perde.
İşte kayıp bir şiir
daha:
Kaykılmış, fevri bir
kehanetten mi
Medet bulacağımı
sanırsınız,
Susmakla kalmayın
Bizatihi görgü tanığı
olun
Yeter ki şair kayıp
gitmeden
Üstelik hazin bir
reveransla
Göğün kara deliğinden…