susuzluktan çatlayan topraklar gibi
gerçekle rüya arasındaki o en ince çizgideyim
kırgınım kızgınım efkarın en dibindeyim
denizlerin hırçın dalgaları gibiyim
bu gün sensizligin fırtınasıyla savrulurken
senden uzaklarda bir bilinmeze sürükleniyor gibiyim
anlayacagın bu gün sensiz bir ömrün
müebbet yalnızlıgın zindanına hapsedilen
yoklugunla ölümü bekleyen mahkum gibiyim
bu gün yokum ben bende degilim
kendime bile yabancı bir haldeyim
bir annenin evladına duası gibi
susuzluktan çatlayan dudaklar gibi
işte sana büyük hasretimin budur özeti
boynunu büküp sararmış bir gül goncası
yırtılıp parçalanmış bir fotografın son parçası
gözlerden hüzünle düşen gözyaşının son damlası
bir sevdanın ilk heyecanı son vedası gibi
anlayacagın bu gün sensiz bir ömrün
yalnızlıgın zindanına hapsedilen
yoklugunla ölümü bekleyen mahkum gibiyim