Uzaklardan
seslenip kulağımı çınlatsan;
Nasılsın
görmeyeli uzun uzun anlatsan…
Birbirini
vururken saatin üçü – beşi;
Biz
doğursak el- ele şu doğacak güneşi…
Beklesin
sabahları uykular uykusunda;
Diz
çökmeye razıyım avucun kuytusunda…
Dağılsın
lüle lüle dört bir yana saçların;
Tek
başına koydun ya af dilensin suçların…
Okşasın
buza dönmüş tenimi parmakların;
Benden
beni kıskansın yattığın toprakların…
Gülmediysem
üzülme ağlamaktır neş’emiz;
Boş kaldıysa
bahtiyar yürekteki köşemiz…
Yokluğunun
varlığı ne yapsam bölünmüyor;
Bana
kızma ne olur ölenle ölünmüyor…
Tek
kanatla uçsaydım gökten yere inmezdim;
Falcı
ölümü görse, bu kadar sevinmezdim…
Gelişlerin
aklıma hiçe sayar her gamı;
Gidişin
kör kalemle nikâhlıyor idamı…
Koynumda
oynaş eder dertlerimin oynaşı;
Elimde
kalan şimdi hasretinin tek taşı…
Bekletme
bekleyenin usandı beklemekten;
Bıkmadım
mı sanırsın güne gün eklemekten…
Pusu
kurdum canıma aldığım her nefeste;
Geliyorum
az kaldı hep aheste aheste…
Her
acı taze kalır sulanır can yaşıyla;
Gözyaşı
döker canan bir serçe telaşıyla…
Hangi
gönül dayanır damla damla hicrana;
Gözlerim
açık bitmez gelebilsek yanyana…
Ali
ALTINLI – 06.05.2017
Saat:
01:53