Filistin, Sultan Abdülhamit’ten beri kanayan yara… Mülteci duvarları yükselirken, kadın ve çocuk demeden cinayetler işlenirken, üstelik bu Suriye ve Irak savaşı sırasında hepten unutulurken, Filistinli kardeşlerimizin yarası daha da derinleşti… Ne Araplarda, ne ona komşu ülkelerde, ne de diğer Müslüman ülkeler de bu kanayan yarayı kapatma telaşı yok. Sanki Berlin duvarı örülmüş gibi, sanki Çin setti inşa edilmiş gibi, içi her yere kapalı bir bölge içinde acı bir oyun oynanıyor.

 

Daha önce burayı ziyaret ettiğimde, Filistinli rehber, maddi manevi yardımdan öte, Müslüman kardeşlerimizin burayı ziyaret etmelerini istiyoruz. Eğer Kardeşlerimizi burayı sıkça ziyaret ederse, Yahudilerin bu sahiplenmeden korkacağı, bu kadar cüretkâr katliamlar yapamayacağını anlatmıştı.  Türkiye’den Mekke ve Medine’ye talebin zirve yaptığı şu dönemde, Kudüs’e-Mescid-i Aksa’ya da ziyaretin tavan yapması gerekiyor. Siyasi olarak yapılan eylemler olumlu olmakla birlikte, buradaki kardeşlerimize destek babında, yalnız değilsiniz babında, bu mukaddes beldeyi ziyaret ederek, destek olmamız gerekiyor.

 

Bu günlerde, gönüllü-sivil arkadaş gurubundan duyduğum bir habere göre, orada çok sıkıntı varmış ve buraya giden arkadaş kendince ve çevresinde bulunan kişilerden topladığı yardımlar ile bu sıkıntıya bir nebze yardım topluyormuş.  Bize bu ulaştı ve bu kanayan yarayı bu yazımla dile getirmek istedim. Suriyeli mülteciler konusunda, hassasiyetini gösteren ve onlara karşı halkın içinde, pek de sevimli olmayan duygular beslendiği şu dönemde, bu yardımı anlatmak da çok zor görünüyor.

 

Bir Müslüman olarak bilinmeli ki, kur’anda infak etmenin önemi oldukça fazla vurgulanmıştır. Verenin Allah olduğu ve Allah rızası için verilen her şeyin fazlasının veren kişiye verileceği bizzat Allah tarafından vurgulanıyor. Bir bölgeye, İslami tebliğ için gönderilen elçiye Peygamberimiz, “Onlara mutlaka namaz kılmayı ve zekât vermeyi tavsiye edin! “ demiştir. Elçi oraya gittiğinde, oranın halkı, “Biz namaz kılarız, isterseniz her gün her saat durmadan ama zekât vermesek olur mu?” dediklerinde elçi,” Zekât vermezseniz gerçek manada iman etmezsiniz, Zekâtınızı da vermelisiniz!” diyerek, Zekâtın en az namaz kadar önemli olduğu vurgulanmıştır.  Nitekim Bakara süresi, 215inci ayette “Ey Muhammed! Sana nereye infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Hâyır olarak verdiğiniz nafaka, ana, baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hâyır olarak daha ne yaparsanız herhalde Allah onu bilir.” Denilerek, infak etmek gerektiği vurgulanmıştır.

 

Biz ne kazanıyorsak, bu kazancı Allah bize nasip ediyor, bir vesile ile… İsterse Allah, yaptığımız şükürsüzlüğün karşısında bu verdiği malı da geri alıyor. Nice zenginler, nice firavunlar ve nemrutlar bu güçlerini kaybetmediler mi? Biz eğer infak etmezsek, kaybedenlerden olur ve zalimde oluruz. Müslüman, deve kuşu gibi olamaz. Gözünü kapatıp, kör gibi yaşayamaz. Birbirimizin ne halde olduğundan haberdar olacağız ve İslam kardeşliğini Medineli Ensar gibi yayacağız ve yaşayacağız. Rad süresi 11 inci ayette, “O insanın önünden ve arkasından izleyen melekler vardır, onu Allâh'ın emriyle korurlar. Bir millet kendi durumlarını değiştirmedikçe Allâh onların durumlarını değiştirmez. Allâh da bir kavme kötülük istedi mi artık onu geri çevirecek yoktur. Zaten onların, O'ndan başka koruyucuları da yoktur.” Der. Yani Allah’ın muradı bunu bizim yapmamızı istemesidir, bu sınavı başarmamızı umar. Yoksa Allah dilerse ol der, olur…

 

Bugün Müslüman hakların bu vurdumduymaz hali nedeniyle, zayıf halkalar darmadağın ediliyor. Biz bu zayıf halkları güçlendirmek zorundayız, inşallah… Allah bizi her halde, uyanık kalmamızı sağlaması ve gaflet uykusunu bir an önce terk eden, yaşadığımız hayatın içinde birlik ve beraberlik dileği ve temennisiyle yazıma burada noktayı koyuyorum.

 

Saffet Kuramaz

( Filistin’de Sular Durulmuyor başlıklı yazı safdeha tarafından 16.05.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.