Yer altındaki savaşın adı depremdir. O öyle dehşet verici bir görüntü sunar ki insana, eğer önlem almazsa, binalarını yerle bir eder ve o binaların altında kalarak ölümüne sebep olur. Oysa depremin niyeti insanlara zarar değil, doğaya çeki düzen vermek ve insanların bozduğu doğasını yeniden inşaa ederek, insanlığın hayrına yeni mükemmel doğayı sunmaktır. Bunu yaparken kimseye torpil geçmez. Birinin hayrına değil, tüm insanlığın hayrına bunu yapar. 


Yer üstünde de savaşlar var. Bu savaşların tarafı var, çıkar var ölüm uğruna… Yakılan yıkılan yerler, patlayan bombalar, terör estiren rüzgarlar… Her türlü oyun ve hile ile insanlar sömürülüyor. Zalimin liderine boyun bükmeyene, korkuyla verilen  ölüm ve işkence tehditleri…Öleceksin derler ve teslim alırlar ruhlarını insanların! Zaten ölmeden ölmüşler, bir zalime teslim olmuşlar. Evet düzen değişir ama bunu ilk önce zalim değiştirir ne bedeller karşılığında-Suriye'deki cinayetler gibi, sonra o bedeli ödetir iyi denilenler. O iyiler, zalime karşı savaşan, ölmekten korkmayan, ölümü şahadet bilip, Allah’a teslim olmuşlardır. Şehit olmak Allah’a-gerçek aşka kavuşmaktır onlar için. Ölüme, düğün gecem diyen Mevlana gibi…


Bir doğal olan savaş var birde suni üretilen savaş… Biri insanlığı yaşatıyor diğeri insanlığı yok ediyor. Yer üstünde, zalim mümin savaşı; yer altında insanlık kurtulsun diye mücadele edilir ki belki, azgınlaşmış nefis kurtulur diye… Tıpkı, Peygamber efendimizin Taif’e gidipte taş yağmurunda yara bere içinde kalınca, Cebrail’in “Allah bana izin verdi. Sen iste ve dile, bu Taif’i yerle bir edeyim!” dediğine, “Dur, belki onlar sonra tövbe eder de kendilerini kurtarırlar!” diyecek rahmete bürünerek, insanlığın kurtuluşu için gelinlik kız gibi süslenir ve depremle yerle bir eder doğayı, yeniden doğar doğa… Kurtarmak için insanlığı! 


Savaşalım ama insanlığı yaşatmak için… Dosdoğru yolu bulmak için. Allah’ın nizamını yeryüzüne hakim kılmak için… Her kapıya gidelim, Allah’ın rahmetini anlatmaya gayret edelim, bıkmadan, usanmadan… Savaşmaya gerek yok diyelim, kardeş olursak, bir olursak, ellerimizde gül koklarız, bülbülü dinleriz, Mehtabı seyrederiz semaverde çay içerek diyelim…Fakirin sofrasına gidip, yemek yiyelim. Sonra da yaptığımız israftan utanıp, israf etmemeyi öğrenelim. Zekatı, sadakayı alışkanlık edinelim. Haktan alıp halka dağıtalım. Verdikçe malımızın çoğaldığını görelim. 


Savaşmayalım, kardeş olalım.


Saffet Kuramaz

( Depremde, Yerin Altındaki Savaştır başlıklı yazı safdeha tarafından 13.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.