1
Günyüzü görmekse ilhamı mutluluğun
Bir de pekişen güftelerse kayıp
baharın ilk ışığında,
Mahşeri kalabalığı da görmezden
gelip.
Denenlerin yongası örtülü ödeneği
yine söylenmeyenin,
Kayıp kıtaların da sahanlığı
Yine yüreğin meramı.
Zamandan kasıt; yirmi dört saat madem
Bayram bitti diye bürünmek mi
gerekiyor mateme hemen?
Zaten matemin bayramı mı olurmuş?
Hele ki mahrem acıların da kuytusunda
uyurken insan.
Şimdi nereden başlasam da bir fırsat
bulsam
Ve açsam eski defterleri üstelik her
sayfa karalı;
Ömür gibi karalanmış ve altında
imzası kaderin;
Ne isyan ne de ihtiras;
Ne şer ne de lanet,
Hayra yorduğum her bir alamet.
Dinginliğin rotasında saklı tek
duygu;
Sevip de dilimizden düşürmediğimiz
şükrün de haysiyeti
Yine insanlık makamında tek kayıt,
Ne ayıp ne yalan oysa içinde
büyütürken acıyı
Kimine göre en hayırsız insan
Yine neşenin uğramadığı gönül odası.
Sair insan sair itham sair izdiham;
Gölgeliği ruhun gidip de gördüğüm her
mezar ve nizam.
Sandıklarda küflü hatıralar,
Sarı benizli her fotoğraf;
Silmekten gözlerim kırmızı belki de
resimdeki
O kırmızı gözlü bebek yine yüreğin
iltifat bildiği dirlik.
Dün kaygılarım nasıl da alaylı,
Mektepli olsam da neye yaradı bunca
yılın yorgunluğu?
Kimi büyütürken kaçıncı çocuğu,
Ben hala okul yolunda;
Sanırsın ki herkes kiracı, ben hancı.
Zamandan aşırdım bu yirmi beşinci
saati her gece;
Yorgun fıtratın da hazin sonu eğer
düşmezsem kayıt güne
Sonra kim söyler içimdeki İlahi
söylemleri?
Andık analı ne çare ölene?
Sevdik seveli kim sevdi benim gibi?
Atlas yorganı örttükçe çirkinin
üstüne,
Kim ördü saçlarını o çilli kızın?
Kimdi kim söyle, alnındaki akça pakça
sure?
Kandıklarım kadar kandıramadım
kendimi;
Yanılgılarım kadar da büyütemedim
olmayan nefreti.
Sevmediklerime düştüğüm o şerh
Sadece Yaratanın hikmeti.
Birdirbir oynarken gecenin cinleri,
Yargıladıkça evren yaratılan
kullarını,
Rahmetin üstünü örtmek ne mümkün,
Hele ki içinde büyüttüğün İlahi Aşka
düşer mi gölge?