“Sus!” dedi… İlk kez!

 

Sura üfürüldü… Nereden geldiyse ses... Sustum…


Sanki lal oldum… Fırtına, şimşek, deprem, yangınlar… Konuştu!

 

Hele “Ecel var”  deyince ses, çektiğim acıdan ve azaptan bir yere sığamadım, taş düşürür gibi…


Ne savaşları, ne zalimleri… Gördüm.


Ne yalanları, ne korkunç yılanları… İşittim.


Her an veryansın eden nefsi, kendine zulmeden buldum.

 

Bir elinde ecele yakın yürüyen bazıları, adalet diye bağırıyordu hala, yollar aşındıyordu, ne hikmetse hala nefsini kaşındıryordu… Ne kararlar adına seçimlerden çıkmış, hepsinde de sonuç olmuştu negatif, istemediği… Bir ömür bitiyor, ölüyorsun işte, Kabrinin kenarına gelmişsin işte!

 

“Baktım sağıma soluma, tanrılarım göründü asla bilmediğim, yok dediğim. Ben kime kuldum!” diyordu akıl!

 

Hani birdi inandığın Allah???


Güneşin içinde aya yansıyan gölgeler gibi dünyanın içinde çırpınıyordum…

 

“Sus” dedi… İkinci kez.

 

Sura üfürüldü… Seyrediyorum, dağlar dümdüz oldu, taş üstüne taş kalmadı, Ya ben?


Bütün ayrışan parçalarım tüm insanlığa karıştı… Başa döndük, yeniden tek Âdem olduk… Tenler tek bir çorbanın içinde hazır hale geldi. Peki, kim yiyecek? Baktım güneş buhar etti bir anda… Yok oldu!

 

Ruhlar geziniyor telaşla, hangi mekâna gidecek bu dehşet eseri var oluşta?


Yine tene bürünüp de… Bu hangi ten ki acaba?

 

“ Sus!” dedi… Üçüncü kez!

 

Her yanımda ben, açıldı gizler, unuttuğum ne varsa geçmişten sahneler… Seyrederken, konuşuyordum çevirdiğim filmin içinde! Duruyordu her an film, “Konuş!” diyordu, neden?


Susmak istedim o an, cevap vermesi ne zordu yaşadıklarıma! İşte gerçek acı buydu… Ruhu acıtan! Sonsuz şiddetli acı neymiş teferruatlı anlatan! “Keşke hiç konuşmasaydım!” diyordum yaşarken…

 

Ne çok senaryo yazmışım, efsaneymişim! Oysa hep derdim ki, ne yazı yazabilir, ne roman… Hep konuşurdum! Artık sussam, filmimdeki ben konuşuyordu… Ne çok gülmüşüm. Güldüklerim ağlatıyor şimdi de!  

 

Bu berzah âlemi, dönüşsüz bir sefer… Gurbet yok artık! Ne ektiysen onu biçiyorsun… Sanki hasat zamanı… Ya başak taneleri varsa zenginleştirecek ya da başaksız bir saman yığınıysa fakirleştirecek!

 

Burada sadece adalet dağıtılıyor! Sonuç ne ola ki…

 

Saffet Kuramaz

( Sonuç Ne Ola Ki başlıklı yazı safdeha tarafından 6.07.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.