Üniversite sınav sonuçları belli oldu. Her ailede telaş var. Alınan sonuçlar kimini üzdü kimini ise sevindirdi. Sonuçta, tercih maratonu çerçevesinde tatil planları ertelendi. Öyle yoğun bir tempoda bugüne geliyor ki çocuklar, hani kötü puan alınca, hani tekrar çalışıp seneye daha iyi bir yere girerim diyen idealistler, her geçen yıl da azalıyor.  İyi kötü bir yer olsun da, üniversiteyi okuyayım, artık çalışmayayım diyorlar. Bana göre haklılarda… Ergenlik ve gençlik yıllarına denk gelen bu sınav maratonu, çocuklara gerçekten acınası bir tablo çiziyor. Hayattan bıktırıyor açıkçası…

 

Neden üniversite okunacak sorusuna cevap, iyi bir meslek sahibi olabilmek ve dünyalık yaşamı garantiye almak adınadır. Yani burada ilim öğrenmekten çok, para kazanmak hedef oluyor. Hangi bölümden mezun olursam, hemen işe girer ve çok para kazanırım gaye oluyor. Örneğin, resim yapmaya yetenekli bir öğrenci, çok iyi bir yer kazanma ihtimali varsa, resimden para mı kazanılır diyen toplumsal baskıyla, belki de hiç sevmediği mesleği kazanarak okumak zorunda kalıyor. Çocuk hasta olmuştur, eğer doktora karşı kötü tecrübeleri varsa, tıp olmaz diyor, eğer öğretmenini sevmiyorsa öğretmen olmam diyor, eğer depremden zarar görmüşse inşaat mühendisi olmam diyor, eğer politikacılar hakkında kötü sözler işitmişse sosyal bilimler okumam diyor… Çocuğun hangi alanda para kazanırken de sevebileceği mesleği bulabilmesi ve keşfedebilmesi mucize gibi görünüyor. Hani birde, ebeveynler geçmişte olmak isteyip olamadığı mesleği çocuğuna illaki olacaksın diyorsa…

 

Artık tercih zamanı… Dünyalık ömrüne odaklanacağı hayati bir dönüm noktasına geldi çocuklarımız. Aman baskılarla, algılarla tercih yaptırmayın çocuklara… Neyi seviyorsa onu okusun, seviyorsa başarır ve mücadele eder, hayatını da kazanır, merak etmeyin. Dünyada kim işsiz ve aç kalmış ki, yeter ki tembellik etmesin ve rızkını arasın.

 

Üniversite tercihleri gibi, bir meslek sahibi olup, en kısa zamanda lüks hayatın peşinde koşmaya yön verilirken, acaba çocuklarımıza şu soruyu soruyor muyuz? Öldüğünde cennete mi cehenneme mi gitmek istersin? Hayatında çok para kazanırken, yığınla mal sahibi olurken ve öldüğünde onları bırakıp giderken, ölümden sonrasının tercihini yapmak için çocuklarımıza ne yapıyoruz, ne yapmalıyız!

 

Üniversite maratonunda, hiçbir mesleği tanımayan, okuduğu 12 yıl boyunca bu meslekleri tanımadan habire ders çalış, öğren denilen bu öğrencilerimize; birdenbire bir mesleğe yön vermek, sen bu olmalısın tepkisine hiçbir bilimsel dayanak bulmayan bir ön yargı kadar ölümden sonra ki ve kalıcı ömrü konusunda, hiçbir çalışma ve gayret olmadan cennet mi cehennem mi sorusuna yanıt almak da saçmalık gibi geliyor.

 

Sen doktor, mühendis, falan, falan olacaksın, her yerde en elit işlerde çalışacaksın, istediğin evi, arabayı, eşi alacaksın ve sonuçta da eğleneceksin, mutlu olacaksın… Ön yargısı ile karşı karşıyayız, üniversite tercihleriyle! Bu düşüncenin modeli insan, “Ya dinde nedir ki, bir iki süre öğrenir, birkaç da namaz kılar, ara sıra yaratanı hatırlarız! Günah işlersek tövbe ederiz!” diyecek kadar aşağılarız ve gereksiz buluruz dini… Bilmez ve öğretilmez ki, kazanmak da, yaşamak da, mutluluk da, başarmak da, dini öğreti ve disiplinin eseridir. Hayatında din bulunmuyorsa, din her şeyin önünde değilse, insan ne kadar zayıf ve güçsüzdür… Dünyalık öğretilerle kazandığı her şeyin ömrü, hayatında çok kısa sürelidir, asla mutlu olamaz ve psikolojik hasta yapar.

 

Bir robota bilgi yükleyip, sınavı kazandırıp, sonra da meslek sahibi yapıp, o mekaniğin çalışması için gayret göstermektir, dinsiz hayat… Maalesef, dinsizlik modeli içten içe, bize benimsetildi. Dünyalığımız, sanki Allah’a teslim olursak olmayacakmış ön yargısı ile dörtnala koşturuyoruz… Doktor, mühendis, öğretmen oldu diyoruz! En sonunda da, anayı-babayı bilmez, eşine hayrı yok, çocuklarına merhamet sahibi değil diye yakınır duruyoruz sonraları da… Dizlerimizi dövüyoruz.

 

Allah’a kul olmak bir meslek seçimi değil, mesleklerin üzerinde bir tercihtir. Her şeyde hayır var diyen, seçimini fıtratına uygun seçen, hayatında iyi bir kul olmuş ve felsefesi içinde ne istediğini bilen çocuklarımız olması temennisi ile üniversiteye girmek için yapacağınız meslek seçiminde kolay gelsin diyorum.

 

Saffet Kuramaz  

( Üniversite Tercih Maratonu Başlarken başlıklı yazı safdeha tarafından 13.07.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.