Körebeydi sağalttığım düşlerim
Ve hafif meşrep egosu insanlığın.
Sustum kendimce,
Savdım sıramı zannımca,
Boş kibrit kutularından dünyalar
dizdim
Aklımın ırmaklarında yüzen gemisiz
kaptanlar.
Fısıltıydı işin erbabı tılsımlar,
Kıyamet habercisi yine nifak sokan
öngörü,
Kaynayan tabuların mimarı yine
Gözden ırak sevda tohumu.
Aksanları demir yığını yürekte
Kepenk misali;
Hor gören lanet ıslığı Hint fakiri
selamların.
Tutuşan yakamozu rehavetin
Dolunay çöreklendikçe geceye.
Muteber ahkâmlar yine pekişen yüzölçümünde
efkârın,
Dediklerine rahle,
Sevdiğinin yüzü suyu hürmetine;
Zamirler mevta, aşklar yolcu hepten,
Kararan gözlerde kehanet,
Issızlığa boca ettiğim sessiz asalet.
Bir dostun elinin boğumlarında
Ölmekle eş değer
Yine enginlerin nüktedan seyrinde
Boğulmak imge imge,
Hele ki şiirin kutuplarında
Islak ve kaygan bir zemin misali
Kılıksız söylemler sırıtan çok
uzaktan
Yaklaştıkça kapsama alanında yine
hüznün.
Durduk yere hükmeden,
Zihnin uçuk perisi onca iyi niyete
Riayet eden kimse,
Sorgulandı biteviye,
Tümleri yaktı hiçlik;
Koyuldu ansızın ahir öfke
Diş biledi kimi rivayet.
Tüm hezeyanlarını satmıştı iblis,
Neşeli şarkılar eşlik etti
Ölüme gebe geceye,
İstiflendi yoksunluk,
Bir tabur kıyamet habercisi,
İşin aslı k/ayıptı sevgi.