Alıngan bir tuğla kadar dirayetin son durağı;

Kazma dişli zamanın da tek tanığı.

Islak kebirler cumhuriyeti

Ve usulca tüneyen zamirler ve başında

Sıfatlar da yumuşak

Olmasa da her biri.

 

Kelam ehli giyotinde,

Son durak bellemelerin bedeline

Dokunmuşken şair…

Şiiri ıskaladığına dair kehanet;

Ucu bucağı olmayan şiirler saçılıyor göğün derininden;

Şiir yüzlü kadınlar damlıyor gecenin rehavetine konuşlu

Anadan üryan ıssızlığa namzet,

Şu kaykılmış meskende gayri meşru bir dokunuş işin aslı.

 

Kanla yıkarken yüzünü onca mesnetsiz itham,

Sonra da sarılma özürlü bir sevgiliden ibaret

Evrenin kıyamı,

Hele ki şiirin esaretinde devinen ruhumu öteleyen

Bir tadımlık sevgi misali

Yine şairin ikbali.

 

Anamdan ırak yeknesak bir vücut,

Bayat kıyımlarında hayatın son sürat;

Bir mezhep belli ki onca kaygının bedeli:

İklimleri bağdaştırmaksa yine

Yangın yeri, meczup şairin en şi(i)rin sefaleti.

 

Gocunmaksa yaralarımdan, hâşâ;

Gölge dolu sırları da vermişken rehine,

Hadi oradan, diyen yorgun bekçisi yüreğin;

Atık bir şiir olmalı aslında benliğin cumhuriyeti;

Toz tutmuş onca nüktedan fısıltı da

Çıkarken ayyuka;

Sersem sepelek yine kanmışlığın miğferi.

 

Külliyen yalan öznelere sözüm işin aslı:

Depreşen yanılgılarımın iç mimarı

Bunca aşkı sığdırmak bir mizaca,

Sonra da dokunaklı satırlarda buluştuğum

Kinayelerim yine eksenimde, dolgun bir şiire denk düşen,

Deliren mahiyetteki imgeler de kazan kaldırmaya

Müteakip, artık hani zümre ise

Başında saf tutan ölümlü şiirin.

 

Gölgelerin özründe tekil varlık;

Himayesinde hangi ruhsa çömeldiğim

Çalıntı zamanın bir vakti.

Altına imzamdan ibaret tek bir kinaye

Karaladığım hangi akit ise

Bir tek O’nun nazarında onca gerçek.

 

Kandıklarımdan alıntı üç beş ibare;

Sehven mağlup sayıldığım kim bilir

Hangi zaman aralığı:

Pekişen niyetlerin de tekelinde gün,

Tescilli olmaksa hüzne,

Kovuşturan iblise ettiğim sayısız lanet.

 

Gönül gözünde sayaç,

Kambersiz düğün misali,

Yorgun peşrevi beyitlerin,

Taammüden öldürdüğüm o kayıt dışı zar,

Atmakla başımdan nefretini çalıntı yüreklerin,

Sormakla da eş değer korunaklı dünyaların,

Zaman tahayyül etse keşke dünü;

Yarından sonrayı kemiren hangi dürtü ise

Pedallarına abandıkça ömrün

Geri kaçışın mümkün olmadığı.

 

( Ömrün Pedalları... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 25.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.