Keşfedilmemiş dizeler yontuyorum,

Ağır aksak,

Kursağımda ölüm takılı,

Ölü bedenlerin radarı işaret ederken mutlak

Bir mutluluğu

Mundar eylemler üretiyor insanoğlu.

Görmemişin oğlu kadar da titrek elleri evrenin,

Aklımın erdiği değil de

Eremediğimi erteliyorum aklım sıra.

 

Erdemlerim de adam boyu hani;

Ne kadın ne çocuk boyu;

Takılı plak o rakımda:

Adam gibi sevdalar türeten aşkların

Aşikâr fısıltısı

Yine çıkmışken ayyuka ayıp bir rotada

Ayrık otu adeta:

Edindiğim değil

Edebimle yaşayıp ölüme susamışlığım;

Katıksız safım hani kiminde yönerge

Kiminde kinaye

Oysaki aşkın batılında saplı bir imge tadındayım.

 

Ayıklayamadığım taşı pirincin;

Dibi tutan ölmeye aday bir şiirin

Bir de şirin mizacında şairin

Barındırdığı bir ilhama sevdalıyım;

Aşk pazara düştü düşeli

Boykot ettiğim sevdayı

Hakkıyla bulanlara en kibar telaffuzum:

Hayırlı olsun, mertebesinde dikili sancak

Ne alaka, demeyi de destur edinmiş bir söylemden

Yana düşmüşken başım yana.

 

Aşkın naşını taşıyan mert kabadayılarına

Kaçak şehrin gölgesinde küçük bir katre aslında

Tapılası değil de tavrından mütevellit bir zanda

Aşkın arka sokaklarında gömmeyi umduğum leşini

İblisin bilfiil kanıksadığım o şairin gıyabında

Neyim ki?

 

Körüklü solunum,

Kareli eteğinde küçük kızın;

Öykündükçe düne, annemin ördüğü

Kırmızı saçlarımda eflatun tokaları gizleyip de saç aralarımda

Kakülden bozma bir tebessüm nasıl ki frakı

Gün dönümünde kala kalmışlığımın

Okulun arka bahçesinde.

 

Hani dünüm, hangi güdüldüğüm o sürü?

Sene olmuş bilmem kaç;

Kaçmaya değil de kaçındığım yüreklerde

Süklüm püklüm gölgeleri bile reşit eylemiş Tanrı;

Bir ben eremedim mutlu sona,

Başı kayıp bir şarkı olsam da

Neye yarar dilim döndüğünce

Rahmeti esirmeyene niyazların son hecesinde

Bir nebze de olsa mutluluğu perçinleyen

Gölgelerin düşsem peşine,

Bir de kayıt dışı bir hamlede

Göz ucuyla süzenlere sorsam:

Neden, diye.

 

Demem o ki; diyeceklerimden ziyade

Densiz iklimlere kanmışlığım;

Sözü özü bir yalanlara inanmışlığım

Hele ki arka yakasında şehrin

Haraç mezat bir yürek telaşı içinde saklı

Dışında koyu bir bulut

Belli ki rahmetin fıtratına uygun bir mizansen

Aklımın yarım adalarında payidar kıyamların nezdinde

Ara durakların kaçıncı hamlesi ise

Hamlet benzeri bir kahramanda takılmışlığım.


Hani olur da düşerim düşündükçe gözlerinden

Hani olur da düşünürüm

Düştükçe yaşlar paye verdiğim neme biat

Aklın fıtratı iki dirhem bir çekirdek

Hayli coşkun bir rahle

İçine serildiğim değil de

İçten içe eridiğim.

( Edebimle Yaşayıp Ölüme Susamışlığım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 18.09.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.