Standımın karşı çadırında; incik boncuk satan bir reyon ve önünde biri kız diğeri erkek iki genç.

                                                  Bir ara genç kız benden tarafa bakınca gelmesi için işaret ettim. Amacım ücretsiz kitap armağan etmek. Benim standa doğru yönelince arkadaşı arkasından çekmeye başladı gitmemesi için. Müdehale ettim ve sertçe delikanlıyıda davet ettim ; neden arkadaşının gelmesine mani olduğunu sorunca :
- ben kitap okumam. O da okuyup ne yapacak ? demezmi!

                                                  Uzun bir süre bu iki sevgiliye nutuk attım. İyice rahatlamıştım. Ve genç hanfediye 4 kitabımı imzalayıp armağan ettim. Gözlerini bir sevinç kapladı.Ayrıldılar ve karşımdaki incik boncukçudan delikanlıya küpe aldılar !...

                                                 Ertesi gün söyleşim de o kızımız dinleyicimdi. Sevgilisi yoktu. Söyleşi sonrası yanıma geldi. Gözleri buğuluydu." iyi ki tanıdım sizi. Harika bir söyleşiydi. Konuşsanız sabaha kadar dinlerdim." İşte bu da benim kazanımım oldu.Sanırım delikanlı küpelerini takmış aynada kendine bakıyordur hala..


                                                  Bu cümleden olarak bariz bir örnek vermek istiyorum. Şöyle ki; 


                                                 Atatürk' e , en azından ismine sığınmak modaydı bir zamanlar. Şimdilerde ise karalamakla nemalanma peşindeyiz. Her iki şekilde de kimse prim yapamaz.

                                               

                                                 Asl olan onu ilkeleri ile tanımak ve anlamakta yatar. Şurada doğdu, anasın, babasının adı  şunlardır ve şu tarihte öldü demek;  6 ilkesini kuru kuruya ezberlemek yerine çok derin bilgi sahibi olmak görevimiz ve şükran borcumuz olmalıdır.


                                               Atatürk ilke ve inkilapları ile Ulu Önder'in bu ülkeyi emperyalistlerden temizlerken ki dehasını , lafzını iyi öğrenir ve anlarsak; ülkemizin ne kadar müthiş bir sigortası olduğunu da görürüz.


                                                 İşte en azından bu konuda ; kaynak kitaplar daima başucumuzda durmalı ve okunmalıdır.


 


( Okumamak başlıklı yazı KENAN KOÇ tarafından 10.10.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.