Kambur sırtında anıların

Müstehcen bir gülümseme var.

Açık ara dünle yarının

Kaynaştığı an’da saklı her şey.

 

Zaman da yaralı,

Aslında kıblesinde özlemin,

Sefasını sürerken aşkın

Hatmettiğimiz özlemden düşen

Yaşların nazarında

Yaşa yaşa, demek olsa gerek

Ömrün sancılı var oluş şarkısı.

 

İçinde saklı hezeyan,

Kabuğu çatırdayan bir yüklem tadında

Her kuytuda kaybolan,

Her düzlemde kaymayı başaran

Belki de tok sesinde kaderin

Belirsizliğe duyduğu özlemle

Ölüme karşı duran

Bir beşerin savaşı… eğer ki;

Demeyi ertelediği her cümlede

Kopuk bir bağdan

Sona evrilmeyi beklercesine

Yine kabuk değiştiren benliğin ataları

Ta dünden hediye.

 

Şimdiden kayan bir yıldız,

Derli toplu oysa gökyüzü:

Makberin çatısı nasıl siyahsa

İçindeki çocuğun

O delici bakışlarında

Hele ki;

Gözden kaybolana değin

Uğurladığın kim ise

Ta ki bir nokta hüviyetine

Ulaşmayı bekler ya hani,

Belki de duyulası özlemin

Geride bıraktığı o kesif acı

Her şeyin ilacı.

 

Mühürlü ömürden çaldığımız;

Çaldığımız kadarız aslında:

Çalmaya müsait bir günahın,

Çalınası bir yürekte

Aşk denen arazın da

Kamburuna yüklendikçe

Kaderin örttüğü bir kilimden sarkan

Püskül niyetine

Aşkın izinde sürünen benlik,

Kayıp ya da bulunmaya dair

Aslına âşık bir benlikten

Biz olmayı beceren kim ise.

 

Belli ki;

Tanrı’nın söz verdiği

O son dilek

Yine gölgeden ibaret kimi dua

Niyetinde saklı tuttuğu iyilik kadar da

Mubah

Hele ki; gönül gözünde

Atan yürek yürek

Bazen de sorarsın ya kendine:

Bunca nefret

Ne diye?

 

Her şey iyidir, her şey kötü…

Nebula’dan çaldım bu sözü madem

Matemimle gömün beni, demek mi

Bu kadar elzem?

Göklerin rengine sığmaz

Yürekteki kirin de delili değil mi?

Ölüme kucak açan benlikte

Takılı o son methiye.

Ne iyi nedir kötü olan?

Demek çok da marifet

Olmasa gerek,

Diye şakıyan düztaban bir şiirde

Kaybolmak kadar bulduklarımıza

Sunduğumuz şükrü

Duysun diye Tanrı’nın gücüne

Güç katan her daim

Bizden yoksun olsa evren

Ne değişecekti, demek olmamalı kuru bir isyan.

 

Bir gölgede bir de siyahta

Yanıp sönen gönül gözüne ithaf en

Ölmeyi denedik madem

Ölümsüzlükten düne duyulası özlem

Hiç doğmamayı talep eden

Bir aciz faniden gayrisi

Yine devşirdikçe düzeni

Kim ise

Adımızı koymayı unutan.

 

 

( Zaman Da Yaralı başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 27.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.