Mağdur bir düşten çaldım sizi, bayım…

Andıklarıma rast geldiğim uykumda

Aniden çıka geldiniz

Gecenin sönen ferine bir armağandınız.

 

Yalanım yok:

Varsa, ölüm çıksın bu şiirden,

Dememe de bakmayınız.

İnce ucunda kalemin

Aklım sıra ekmek arası bir düş görecektim.

Öyle ya,

Önce ısmarlarım düş perime

Sadıktır sözüne

Ne zamanki bulamasam

Kuracak hayal,

Attığım mesajla çalar kapımı.

 

Taşkın bir şiirde

Kurmaya üşendiğim bir cümle kadar

İsteksizim yaşamaya madem,

Demeye dilim varmasa da

Muaf tutulduğum oyunda

Arka sırasındayım sınıfın:

Tam da pencere kenarında.

 

Öğütmek istiyorum öğünümü yutup

Unutulduğumu unutup

Ve uyduruk bir ölüm besliyorum madem,

Düne özlemi bayat bir kinaye ile

Yok saydığım,

Sayıldığımın da bilincinde

Şu metruk evrende

Komaya girmeden şiir

Çekmek istiyorum fişimi.

Gölgemi sattığım hangi zamandı,

Unuttum.

 

Gölgemin beni unuttuğuna emin olup

Yeni bir gölgenin peşine düşme zamanıdır,

Dediğime de bakmasın kimse.

Hele ki;

Kimsesizliğin bağrında

Hiç kimseden ötesini

Yamadığım ömrüme atıfta

Kehanetlerin kayıp duraklarında

Yoldan ve yolculardan ırak

Bir hiç kimse olmak,

Ne demekse,

Demediklerimi sonlandırmak istiyorum

Yazmakla mükellef üç beş saniyeyi de

Yok sayıp

Hiç’e kurduğum alarmı

Teyit ederken Tanrı.

 

Sormak belki de

Neden unutulduğum değil de

Ne ara bir kimliğe ereceğimin kehanetine

İnansam mı, diye.

Kılı kırk yardığım ömrü de

Kırklamışken evren ve

Kayıp devremde

Hangi müşfik yürek ise

Kol kanat gerecek,

Demek bile nazarında

Belirsizliğin

En acınacak role

Soyunduğum kadar da

Savurduğum bir nidadan

Muzdarip benliğin

Demli bir yüreğe de meyledip

Aklarken karasını lanetin.

 

Ölü bir im olabilirim:

Aşkı tetikleyen hangi cahil fermansa

Yazabilirim defalarca.

Cüret ettiğim bir yenilgiyi

Hatta darmaduman edildiğimin de beyanı

Şunca şiiri

Tek kalemde silerim

Sen silerken gözlerimi

Ferini söndürürüm güneşin

Kala kalırız gecenin isinde

Yüz göz olmadan yıldızlarla

Sevişiriz yürek yürek

Makbere karşı.

 

Kırmızı bir sancı olabilirim

Olmayı dilediğim değil lakin

Dillendiremediğim sayısız hezimetin.

Dibinde donduğum bir fener kulesi,

Surunda gömülmeyi arzu ettiğim

Şehrin hutbesi hangi kuytuda

Görünmezlik ise.

Sonralardan derlesem de

Hep mazimle avunduğum.

Öncemi unutmak ne kelime…

Tanrım, ne kinaye.

Beni affeyle.

 

Mücbir sebeplerle yaşıyorsam

Lakayt yürek sesinden muzdarip kim ise

Delice gıpta ediyorum

Bunca kayıtsızlığın seyrinde

Dolduruşa geldiğim şunca hazine

Dirhem dirhem tartıp da sözü ve tasayı;

Haybeden yanmak bu olsa gerek… kor misali.

 

 

( Komaya Girmeden Şiir... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 29.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.