Betondan demirden değildir ama
Kale gibi muhkem, gönül sarayım
Elbisemde olsa da kırk bir yama,
Padişaha nispet, gönül sarayım

Girenlere jandarma kimlik sormaz
Çıkıp giderim diyenler kınanmaz
Çulunu serip yatan kem söz duymaz
Fikre hesap sormaz, gönül sarayım

Kalbinde aşk acısı olanlara,
Işığı bin bir dertle solanlara,
Yaralı, kanadı kırık kuşlara,
Sımsıcak yuvadır, gönül sarayım

Düşmanlar dostluğun dibine vurur
Kurtla kuzu can ciğer yoldaş olur
Bin yıllık harp biter, akan kan durur;
Mektepte ders olsa, gönül sarayım

Bahçesinde kokar rengârenk güller
Tutanın eline batmaz dikenler
Hor görülmez mecnun gibi sevenler
Sevdanın bağıdır, gönül sarayım

Zalım sultan kör gözleri boyasa
Yerden gökyüzüne merdiven kursa
Tenezzül etmezi ateşte yaksa
İtibardan düşmez, gönül sarayım

Umutlar tükenmez, dünya döndükçe
Zindan boşalır, gerekmez kelepçe
Zulüm âbad olmaz, insan sevdikçe
Kapısı hep açık, gönül sarayım…

15 Ekim 1017

( Gönül Sarayım başlıklı yazı T Alpertonga tarafından 14.02.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.