1
Alışageldiğimi dışlıyorum
Tıpkı dış sesin içime ikramı gibi.
Dıştan içeri süzülen bir nefesi
kucaklıyorum
Sarıldığım alfabesinde aşk’ın
Bir iksir;
Gönül gözünde gecenin
Aydınlığın selasını verirken şiir.
Kırılan kalbimin sesini duyarken
Rabbim:
Bir boyutta gizem
Teşhir edilesi zikri dervişin
Azıcık elem kendince, kaderince
Isıttığım ayazın soğuk eseri
Yine yüreğimdeki sarkıt misali
Asılı kaldığım bir terennüme de
Sahip çıkıyor bilinmezin neferi.
Genel kabul görmüş nice kural
Kanallardan akan söylemin basireti
bağlanmış madem
Küpeştesinde kaderin
İstifli nice niyaz;
Deminde ömrün
Harcı âlem gök kubbenin yolcusu
Yine iki dirhem bir çekirdek
Hangi acıysa
Sunulanın aksine
Saklanmayı men ettiğim de
Bir numaralı delili.
Bir şiir sancılı
Bir de ikbali ömrün.
Gelip geçici o tantana
Mühürlü yürekten dökülen aslında
İkramı kaderin.
Bir bulut düşüşe geçerken
Rahminde iri taneler;
Afakî bir neşe salınırken boşlukta
Göreceli kıyamet alameti bunlar.
İsyan düşer zamanla geceden
Aykırı bir aşk peyda olur
Dolarken ruhun matemi
Dokunurken yüreğe beşerin mahremi.
Gök kaygıları var evrenin:
Derin çok derin.
Sulh sancıları var sitemin:
Aşkı hezeyan
Özlemi yeknesak bir dokunuş bellemiş
Yine ikramı şiirin o kazan;
Yine hünkârı deyişlerin;
Geldik gidiyoruz cümleten.
Camı kırık büfesinde yorgun kelamın
Andık analı maziyi
Sarkıt bildiğim şunca niyazı
Yüklenirken Rabbim:
Dememişler mi;
Düşmez kalkmaz Allah bir
Neye istinaden nefreti, kini
Beyhude söylemin
Yine dilinde nakış
Yine surunda gülüş
Yeniden diyebilmenin öncüsü
Şunca dokunuş.
İhbar etmek mi maziyi
Yoksa sığlarda konaklamak mı sehven?
Bir de derlenip toparlanmalı
Hazan, tabiatın rahmine düşmeden.
Kayıtlı kayıtsız nice günah
Toparlandı onca güruh haraç mezat
Bir de buyur ettik nefsi
En derininden bir iç çekiş
Varsın külfet bilelim
Varsın gülüp geçelim,
Diyebilmenin de nazarında
Aşkta kıyama durduk
Ruha okuduk Fatiha.