Doyumsuz nefis kundaklıyor:
Önce insanlığı lanetleyen
Gölgelerin gücüne meyleden
Demir bilye ağırlığında
Tonlarca ölünün
Akan kanına
Değmeden rahmet
Ve kurcalıyor insan;
Kurgularken hayatı kendince.
Tılsımlı dünyalardan
Arda kalan
Ne çok isyan.
Yine lanet; yine ölüm;
Diri vücutlara tüneyen
Kara gölgelerin
Nefsine iştiyak
Bir kelamdan çok öte
Mağdur mevtaların
Kanı yerde kalırken
Yine hapishanesinde
Ölümcül güçlerin
Banarken yürekleri dağlayan
Hatırına.
Son gücü tükenip
Son bir teyakkuza takılıp düşerken
Ayağa kalkma ümidi ile insanlığın
Hangi hanede?
Hangi vücutta ruh bulur
Kim bilir?
Çocuk aklı ermez işte
Bilumum felakete.
Mağdur, mazlum
Hayli suskun nice nisyan
Kara bahtın ak yüzüne
Akıttığı sayısız yalan
Yine devranın;
Yine hazanın;
Kara Pazartesiye
Atıfta bulunsa,
Ne yazar
Onca insanın duası,
Demekten imtina etmez münafık.
Elbet inhisarında Yaratanın:
Namlunun ucu,
İblislerin rehaveti
Nasıl da çöreklenmiş dünyaya:
Son hızla ölüyor insanlık;
Son damlasına kadar
Yağdırıyor rahmeti
Gri bulutların rahminde
Körpe cesetler;
Yalın yüzlerin kara namına
Demlendikçe
Dokunulmazlığın içtiği antta
Son sürat
Kavuşmak Hakkına
Yine sahibi varlığın
Ölüme biat
Hangi kehanetse
Islah olmasına çok yakın şeytanın
Yine ipliği pazara çıkan
Sıfatların hatırına.