Zamana meftun yanım
Yansızlığımla meşhurdum bir zamanlar.
Aman vermez ellerin elinden
İçtiğim su idi zehir niyetine
Bir de afalladığım
Pençesinde ölümün
Acımaklı bakışlar…
Yolumda hülya,
Yarınımda Eftelya’nın sihri
Bir düş’e düştüğüm yalanlar
Seyri seferinde adeta
Metazori yanılsamaların.
Şimdilerimi örtüyorum
Dizimde yalın bağcıklar;
Kemanın teli adeta
Deli bir yakarış;
Hüznün de bam teli
Sevdikçe afalladığım
Düş pazarı yangınlar.
Yedi ceddin neferi oysa
Masal niyetine sevdalar
Bir de diğer yüzü dünyanın
Hep karınca adımlarıyla
Arşınladığım çok mu aşikâr?
Şimdi doldum
Yarına neylerim?
Yarının feri mi sönen şimdiden?
Bayat palavraları yine devranın
Ölümüne kim sevdiğini söylerse,
Belli ki hüsran
Hep sonlanan
Sonlandıkça solan gül bahçemde
Olsam da hoyrat bir figan.
Örselerken birbirini
Ne Leyla ne Aslı;
Yalın seyrinde sevginin
Defolu gidişat
Ölümün zevkle reveransı.
Tuttum şimdimi dünden,
Iskaladım nefreti
Posta koyan kurda kuşa belki de
Bunca isyan.
Bir namert dizede bükülen imgeler,
Bir sitemi boğazında düğümlenen
Şiir benzeri hayatlar.
Gömdüm gömeli mutluluğu
Hazandan da alamazken gözümü
Neylerim bir kere tutsağınım…
Nedendir diye sormayı
Erteledim başka bahara
Yine meftun mevta
Derin dehliz içinde
Kaybolduğumla
Bulduğum gerçeklerin
Dip dibe dansı
Ölümle neşenin kap kaç telaşı.
Hadi, örtelim üzerini vefanın
Bari o soğutmasın arayı.
Hadi çözelim dilimizdeki ipleri
El ele verip de dönelim geçmişe:
Sen çocuk ben yalan;
Ben âşık sen sonu gelmez feryadın
Baş cellâdı
Sorgulamayı tehir edip
Bir de sevdik mi en derinden.
Unuttuğumuz kadar da varmış hani:
Şükür ulaştık geceye
Varlığın tescili yüreğin tecellisi
Her an’ı aşkla doldurup
Haykırdığımız sırdaş şiirlere
Düşmüşken yolu efkârın
Bir nedamet bir teneffüs;
Bir yalan bir haykırış
En deli taarruz
Yine siperinde vefanın
Elimizden gelen neyse
Sunumu ihlâslı sevdanın
Kopçası kopsa da gelmiş geçmiş
zamanların.