İçimin dipsiz kuyularında,
Ruhumun karanlık
zindanlarında,
Kendimi
arıyorum,
Adresi
olmayan bir mektup gibi,
Beyhude
ömrümde bir meczup gibi
Kendimi
arıyorum.
Kırık bir
sazın hisli telinde,
Yazgıma
mühür vuran kader elinde,
Ak saçlı anamın
dualı dilinde,
Kendimi
arıyorum.
Yürekten
kopup gelen çocuk gülüşlerinde,
Tozlu
raflara kalkmış resim albümlerinde,
İçli
türküler yakan şu yorgun bedenimde,
Kendimi
arıyorum.
Yitip giden
gençliğimin silik anılarında,
Eskiyen
bedenimin satır aralarında,
Ruhuma pusu
kurmuş hislerin ağıtında
Kendimi
arıyorum.
Ellerimde pranganın acımtırak
lezzeti,
Yüreğimde sözcüklerin akıl
almaz heybeti,
Heybemde yosun tutmuş acının
vehameti,
Kendimi
arıyorum.
Hasretleri
toplayıp yüreğime gizledim.
Şu utangaç sevdamı
ümitlerle besledim.
Kırık dökük
kalbimi yaradana yasladım.
Kendimi
arıyorum.
Sol yanım, ah yaralı
ceylanım!
Şimdi ben yalnızlığın küflü zamanlarında,
Şimdi ben gülmelerin ağlayan
yanlarında,
Kendimi arıyorum.
Toplayıp can yükümü “Ha
gayret, haydi!” deyip,
Buz tutmuş yüreklerde çöl sıcağı
demleyip,
Düşünce harmanında diriliş
müjdeleyip,
Kendimi arıyorum.
Ferhat gibi dağlarda, Mecnun
gibi çöllerde,
Kerem gibi küllerde
Kendimi
arıyorum,
Bir yaşamın yazında, bir
ölümün güzünde,
Mevlana ‘nın özünde,
Kendimi
arıyorum,
Yusuf’un gömleğinde, Veysel’in
yüreğinde,
Yunus’un bal dilinde,
Kendimi buluyorum.
İ
Yazarın
Önceki Yazısı