Kiremitlerinde göğün, kırmızı bir
yanılgı.
Zaman yanlı…
Geçirin tutanaklara.
Bir kanadında isyan saklı şehrin,
Diğer kanadı dallanmış budaklanmış
Öğün arası atıştıran bir çocuk telaşı
ile
İstifliyor palazlanmış acıları.
Kayıtsız şehir
Mesken tutmuşlar madem yüreği
Sükûnet ihlali aslında tüm şiirler.
Bir terennümün daha doluyor miadı
Yüreksiz terk edişlerin
Olsa keşke dikiş tutan yanı.
Köhne avize ortasında asılı ölümün
Seyrüseferinde kalıpsız sıfatların
İki dirhem bir çekirdek
Şehrin kuytuları:
Uludukça itler,
Çöp mezarında;
Geviş getiren hüzünler
Iskaladıkça mutluluğu bakir heceler
Soyar yüreğini baştanbaşa
Duygu benzeri ihlal
Taş kesilmiş dibinden
Soytarı bir düş’ün nazarında.
Soyut izlek
Adı sanı duyulmamış onca illet
Mağlubiyet:
Neyden ibaret ise şairin doğasında
nükseden,
Filiz veren dizeler tokuştururken iç
sesini,
Müebbet misali
Yazılmayana çıkan davetiye.
Kundaklanmış ortasından:
İnhisarında varlık ya da yokluk;
Geniş açılı bir acı olsan ne fayda?
İhbar ettiğin imgelerle
Konuşlu isen isyana,
Tövbe etsen
Tutar mı gerçekten mayası umudun?
Sonrası tam takır kuru bakır
Kayıpların mizacında
Kenevir yüklenmiş onca menfi cehalet
Üstüne üstük
Cefası yâd etmiş dünü;
Dün ki;
Yarının şimdiden infilakı
Ve beyhude bir pasaj;
İçinde ürkünç nidalar ve
Soluk benizli şiirler,
Yarılmış leşinin ihbar ederken
iblisin
Kafiyeler ya tutarsa,
Demenin bile yok inkârı.
Demediğimiz ne kaldıysa
Elbette geçecek tutanaklara
Yürek, aşkın itirafını reddedip
Mimlediği ömrün fevri naşında
Ansızın eziyet yüklü bir hayatı
Sonlandırmaya yok mu hacet?
Tekmili birden
Yas’a biat
Yaşla imtihan
Neyle yokluğun inhisarı
Suretler yansıtırken içindeki
fermanı.