1
Su yürüdü toprağa ve üredi mevsim,
Dokusunda cehaletin aşk bürüdü
gözlerini
Evrenin çatal sesinde
İç, dedi Tanrı:
Bağdaş kurduğun her mecburiyeti tek
nefeste
Çek;
Sonrası gelirdi gelmesine de
Aşka ihanet etti zincir.
Ölümlü ellerinde şiirin
Sanrılar tutukladı hasreti ve
Mağduriyeti kutsadı İlahi Güç:
Pençesinde gazabım, illet bir gölge
tanıklık etti
Ve ah:
Ve yandı tüm su küpleri
Ne de olsa boştu içi kuyunun
Ve sarnıcın
Sancılanan Tabiat Ana
Öykündü dündeki hüznüne kefenin de
Cebinde saklıydı hasret:
Kimlik mağduru asalet sustu susalı
Yargılandı harisçe.
Düşler kursağında kaldı gecenin
İhanete tutsak şehrin sakinlerine
Gönderme yaptı meclis:
Hicabın karesinde kök söktü iblis.
Yana yakıla sevmeyi şiar edinmiş
kimse
Kimsesizde; o da sustu.
Şehla düşlerde yanılgı saklıydı
Alıntı mahiyetinde her dün’ü
Katık etti yarınlarına
Debelenen şiir de geldi geçti
zihnimden.
Tutunmaya adaydım
Tutuklu yüreğimde tuttuğum dileklerim
Aşkın k/ayıp makamında
Dilemması ömrün sükut ettiği her
katrede
Yol buldu; iz sürdü
Ve yüz sürdü döndü de kendi aksinde
Yansıyan bülbüllerin seslerine tanık
oldu
Çiçeğin ömrü mü uzundu
Yoksa kelebeğin kanatlarından da mı
kısaydı sevda?
Ömürlük yanılgıya teğet geçen
Doğasında ölü baykuşun
Gamla anıldı adı şiirin
Ve şairane hüznünü yok saydı evren
Afallayan göğün kırık tekerinde
Tık nefes bir şarkıyı uludu
Ulu orta serildi huzurunda aşkın
Geçit vermeyen mevsimlerden sarktı
zincirlerim.
Elem kadar gerçektim
Ve gerçekler kadar korkutucu
Oysaki sadece sevmek için doğmuştum
bir şiir vakti.