Tevazu yüklü bir makam, aşkın
küpeştesinde
Doğurgan bir özlem
Devasa hürmeti Rabbin
Aşka hicap yükleyen de bir esinti
Rotası mavinin
Dipçiğine aşık şehir ve kadın
Dipsiz kuyuda solan nilüfer
Bir başkaldırının daha dolmuşken
miadı.
Şimdi öykündüğün her hikmeti yok bil,
yolcu!
İçindeki izdihama da çektiğin rest
ile
Çömel dizlerine dizelerin:
Sen ki;
Payidar kılacağın elbette bir ukde
Ve zanların teşhir ettiği
Haznesinde yüreğin
Yandan çarklı tüm vazgeçişler
Tohuma kaçan hasretin boyunduruğunda
Çöken dibe illa ki değil tortu
Belki o çözelti içindeki imlerin
dansı.
Yol yorgunu düşler
Ve sevgi fukarası o kayıp izleklerle
Düşmüş hitabesi umudun
Bir dilimde daha kayboldu pastanın
tadı
Muteber yenilgi
Koyu da bir bardak kahve.
Şekersiz elemin şekerli izafiyeti
Haşmetli ne de olsa her bir öğreti:
Babadan atadan yadigar
Şehrin yobazları
Şiirleri kundaklayan bir manifesto
olsa olsa
Şaibeli iksirinde
İçmediğin elemin de her yudumu
Şanlı benlik,
Şaşalı özgürlük
Gözden düşen bunca hecenin de içi mi
karardı?
Ve bir methiye daha ısrarla soldu
Gül kurusu akşamın patikasında
Metazori bir ölümden de tırsak
İçinde kaybolduğun ihalede
Israrlı bir rüzgar
Ve istikrarlı adımların
Yol yakınken arşınladığın matemi de
Terk etmenin zamanı.
Ehli beyit sevdadan uzanan Rabbine
Zemherilerde üşümeyi bile unutan
yetim bir serçe
Sadece sığındığı bir sıcak nefes
Anne tadında ve adında derinden bir
iç çekiş
Kurban verilmiş her yeni güne
Sığamazken yere göğe.