Dillenen terennüm…
Yüksek oktavlı bir dürtü
Abartısı olmayan ışığın hezeyana biat
ısrarı
Görücüye çıkan her hecede
Batılı kazıdıkça derine
Hükmeden bir vaveyla
Gün sekmeden saniye saniye.
Şimdini unut da git, sevgili
Aşkı azığa al
Ya da kayıt aç güne
Başına buyruk kelebek misali
Ufka dokunduğun her rahleye ser de
git
Sevecen yüzünde neşenin
Bir bir nakşeden değil mi ki yüreğin
azabı.
Gelmelerin meali ince uçlu şiirlerde
tomurcuklanır
Aşkın hadisleri Allah katında nasıl
da özenle beslenir
Gürültücü bir ömrün
Suskun veryansınına sadık kalır her
çehre
Görmeden sevmenin de mealidir
İçine düşülesi kabusun infilakı
Tek gecede ve tek hecede.
Kaynakçası hüzün olan şehrin
Bir batında kavuşmayan iki yakasına
asılı benim kabuslarım
Suların çekildiği o sahilde
Kum olmayı özlediğim o tek zerremde
saklı
Acım ve neşe
De boyut atlarken günden geceye.
Sevindiğim kadar ışıyan yüreğin
şahikası
Bir umudun da tomurcuğudur
Yüreğin yongası
Coşan bir kifayetsiz zümre
Kanıksanan her lehçede
Elbette sevgiye zulüm
Edimlerin solduğu gönül bahçesinde
Suretleri seçilmeyen ölüm ve hüzün.
Dar acılı bir şeride seriliyim
İçimde devinen düşlerin de bekasıyım
Ansızın bastıran rahmetin
En yorgun yolcusu
Bir sure tadında sunumu huzurun
Afaki gölgelerde elbet vuku bulacak.
Yüreğin yankısı derinlerde o teamül
Zafiyetleri ile sevecen bir çocuk
olmaya
Muktedir bir yolcuyum
Gidip gelmelerin meali nasıl ki saklı
şiirlerde.