Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 1.03.2020
Okunma Sayısı : 1793
Yorum Sayısı : 6

BU MAKALEYİ BANA, SAMİ BİBEROĞULLARI HOCAMIN “VIR VIR ETMEYİN ! ONA BUNA DA SALDIRMAYIN ! SUSUN VE ASKERİ DİNLEYİN.” YAZISI YAZDIRDI.
Hocamızın yazısının linki. Tıklayıp okuyun lütfen.
http://www.edebiyatevi.com/altin-uye-yazi/232703_vir-vir-etmeyin--ona-buna-da-saldirmayin--susun-ve-askeri-dinleyin..html?fbclid=IwAR2NumZAfw6GgOExAgnQo_Bk0G-8jarYzgel1Xr79yBNOPGmyBinr6jxxLE
 
GELELİM BENİM MAKALEME…
 
Sınırlarımız denince, aklına haritalardaki kalın çizgiler, vatan denince dikdörtgen, bayrak denince gönderde dalgalanan kırmızı beyaz bir bez gelen nesiller yetiştirildi bu ülkede.
 
Manadan uzak, duygudaşlıktan yoksun, beka davasından bîhaber, tarihine düşman, dininden beri, kimliğinden kopuk, kültürüne yabancı, katillerine âşık, ulu'l emre itaatsiz... Sevgisiz, saygısız, gönülleri bomboş... Bilinçsiz ve gafil...
 
Bu nesillerden elbette ki vır vır etmelerinden başka bir şey beklenemez.
 
Bunlar rüzgârda savrulan kuru yapraklar gibidir. Ortalığa bir fitne salındığında, muhakeme etmeden anında kanları kaynar, koşar vandallık yapar, yakar, yıkar, isyan eder, kurulan her türlü kapana düşer, devletin ve milletin aleyhine sloganlar atarak, pankartlar açarak, sosyal medyada hainlerin ve düşmanların ağzından topladıkları algılarla yaygara yapar, varlığımızı tehlikeye atar, bela kesilirler. Üstelik kendilerini iyi bir halt yapmış kahramanlar olarak görürler.
 
Oysa bilmezler ki, Osmanlı'nın sınırları en geniş olduğu zamanda, etki alanlarıyla birlikte 22 milyon kilometre kare idi. Bu ülkeleri, 3 kıta üzerinde 4 asır boyunca hâkimiyetinde tutmuştu atalarımız.
 
İlk toprak kaybımız, 1699 Karlofça Antlaşması ile başladı. Kayıpların devam ettiği, geçen 200 yıllık süre sonunda 1913’e gelindiğinde, Osmanlı Devleti’nin Avrupa, Asya ve Afrika’da toplam 4 milyon 980 bin kilometre kare toprağı vardı.  4 milyon kilometrekareden fazlasını 1913-1923 yılları arasında, yani on yıl içinde yitirdik.
 
1919 İstiklal Harbi’ne girdiğimizde ise topraklarımız bugünkünden en az 3 kat daha büyüktü.
 
Osmanlı’yı yıkanlar, içinden tam 64 ülke çıkarttı. İçimiz yanarak hangileri olduklarına ve hükümranlık sürelerimize bakalım şimdi:
 

Avrupa:

      1.Türkiye

      2.Bulgaristan (545 yıl)

      3.Yunanistan (400 yıl)

      4.Sırbistan (539 yıl)

      5.Karadağ (539 yıl)

      6.Bosna-Hersek (539 yıl)

      7.Hırvatistan (539 yıl)

      8.Makedonya (539 yıl)

      9.Slovenya (250 yıl)

    10.Romanya (490 yıl)

    11.Slovakya (20 yıl) Osmanlı adı:Uyvar

    12.Macaristan (160 yıl)

    13. Moldova (490 yıl)

    14.Ukrayna (308 yıl)

    15.Azerbaycan (25 yıl)

    16.Gürcistan (400 yıl)

    17.Ermenistan (20 yıl)

    18.Güney Kıbrıs (293 yıl)

    19.Kuzey Kıbrıs (293 yıl)

    20.Rusya’nın güney toprakları (291 yıl)

    21.Polonya (25 yıl)-himaye- Osmanlı adı: Lehistan

    22.İtalya’nın güneydoğu kıyıları (20 yıl)

    23.Arnavutluk (435 yıl)

    24.Belarus (25 yıl) -himaye-

    25.Litvanya (25 yıl)-himaye-

    26.Letonya (25 yıl) -himaye-

    27.Kosova (539 yıl)

    28.Voyvodina (166 yıl) Osmanlı adı: Banat Asya

Asya

    29.Irak (402 yıl)

    30.Suriye (402 yıl)

    31.İsrail (402 yıl)

    32.Filistin (402 yıl)

    33.Urdun (402 yıl)

    34.Suudi Arabistan (399 yıl)

    35.Yemen (401 yıl)

    36.Umman (400 yıl)

    37.Birleşik Arap Emirlikleri (400 yıl)

    38.Katar (400 yıl)

    39.Bahreyn (400 yıl)

    40.Kuveyt (381 yıl)

    41.Iranın bati toprakları (30 yıl)

    42.Lübnan (402 yıl)

 Afrika

    43.Mısır (397 yıl)

    44.Libya (394 yıl) Osmanlı adı: Trablusgarp

    45.Tunus (308 yıl)

    46.Cezayir (313 yıl)

    47.Sudan (397 yıl) Osmanlı adı: Nubye

    48.Eritre (350 yıl) Osmanlı adı: Habes

    49.Cibuti (350 yıl)

    50.Somali (350 yıl) Osmanlı adı: Zeyla

    51.Kenya sahilleri (350 yıl)

    52.Tanzanya sahilleri (250 yıl)

    53.Çad’ın kuzey bölgeleri (313 yıl) Osmanlı adı: Resade

    54.Nijer’in bir kısmı (300 yıl) Osmanlı adı: Kavar

    55.Mozambik’ in kuzey toprakları (150 yıl)

    56.Fas (50 yıl) -himaye-

    57.Bati Sahra (50 yıl) -himaye-

    58.Moritanya (50 yıl) -himaye-

    59.Mali (300 yıl) Osmanlı adı: Gat kazası

    60.Senegal (300 yıl)

    61.Gambiya (300 yıl)

    62.Gine Bissau (300 yıl)

    63.Gine (300 yıl)

    64.Etiyopya’nın bir kısmı (350 yıl) Osmanlı adı: Habeş

 

Bizden koparılan ülkelerin hangi birinde huzur ve istikrar var dersiniz? Osmanlı’dan ayrıldıklarından beri acıları dinmemiş, iç ve dış savaşlarla bugüne kadar gelmişler.

 

İstiklâl Harbi 1922’de bittiğinde nüfusumuz 1927 sayımına göre, 13 milyon kalmıştı. Milyonlarca insanımız başka ülkelerin vatandaşı olmuş, milyonlarcası da şehit düşmüştü. Tarihî kayıtlar henüz tam olarak kesin bilgilerden uzaktır.
 
Şu an üzerinde yaşadığımız bu vatan toprakları da daha 100 yıl önce işgal altındaydı.
 
*İngilizler; Musul ve çevresini yani Irak’ı işgal etmişti. Ayrıca, Batum, Çanakkale Boğazı, İstanbul, Afyon, Eskişehir, İzmit, Samsun ve Merzifon’da asker bulundurdular. Urfa, Maraş ve çevresini işgal ettikten kısa süre sonra bu bölgeyi Fransızlara devrettiler.
 
*Fransızlar; Adana, Mersin, Antep, Maraş, Urfa ve çevresini işgal etmişti.
 
*İtalyanlar; Antalya, Konya, Burdur, Muğla ve çevresini işgal etmişti.
 
*Yunanlılar; Önce İzmir ve çevresini işgal etmiş, daha sonra doğuya doğru ilerleyerek, Manisa, Aydın, Bursa, Balıkesir, Afyon, Eskişehir ve çevresine kadar işgal etmişti.
 
*Ermeniler; Rusların l. Dünya Savaşı'nda çekilerek boşalttığı yerler olan Kars, Ağrı, Artvin, Ardahan, Iğdır ve Erzurum'un ilçelerini işgal etmişti.
 
Şehirlerimizin isimleri bir daha okunsun lütfen. Türklere bırakılan neresi kalmış diye düşünülsün. Her an boğulmak ve yutulmak üzere Ankara ve çevresi.
 
100 yıl önce topraklarımızı işgal edenler bu arzularından vazgeçtiler mi? Yanıt: Hayır.
 
Kabul etmemiz gereken gerçeğimiz şudur: Dört tarafımızdan kuşatılmış durumdayız. Son vatan toprağımızı da elimizden almak ve Türk Milletini tarihten silmek istiyorlar. Çok mu abarttım dersiniz?
 
Tarihi bilmeyenler göbeklerini kaşıya kaşıya böyle düşünebilir, dudaklarında müstehzi bir gülüşle ahmaklıklarına devam edebilirler.
Ancak, şuur ve dava sahibi olanlar iyi bilirler ki, cetvelle çizilmiş sınırlarımızın ötesinde an itibariyle verdiğimiz savaş son kalemizin düşmemesi içindir.
 
Bu uğurda gerekirse milyonlarca şehit verir, malımızı mülkümüzü heba ederiz ama vatanımıza sahip çıkarız.
 
Vatanımız 1923 Lozan sınırları değildir! Tüm Osmanlı coğrafyasıdır. Bu coğrafya maddi manada kâğıt üzerinde başka ülke adları ile anılsa da, gönül coğrafyası olarak bizimdir.
 
Bizi çağıran tarih feryat ediyor. Şayet bu sese kulak vermezsek, çok yakında biz de acı acı feryat etmeye başlayacağız. Ve bu son feryadımız olacak ve yardımımıza koşup gelecek hiç kimseyi bulamayacağız. Tarihin karanlık sayfalarına gömülüp gideceğiz.
 
Yedi düvelin Ortadoğu’da ne işi var diye sormayanlar, sınırlarımızı muhafaza etmek adına verdiğimiz mücadele için sınır ötesinde bizim ne işimiz var diye soruyorlar gevrek gevrek.
 
Ey gafiller! Türk milleti olarak bizim Suriye’de de işimiz var, Irak’ta da işimiz var, Libya’da da işimiz var. Kısacası vaktiyle bizim olan gönül coğrafyamızın olduğu her yerde işimiz var.
 
Ya ikbal davamızda yanımızda olun, ya da kapatın şom ağızlarınızı, bırakın sinsi tuzaklarınızı, terk edin ihanetlerinizi, gölge etmeyin; başka ihsan istemeyiz.
 
Yoksa karanlık dağıldığında döner, sizin de hesabınızı düreriz.
 
Biz var olduğumuzdan beri, Türk ve İslâm davası uğruna canımızı, kanımızı çok feda ettik. Ancak vatan söz konusu olduğunda can almasını da, kan dökmesini de iyi biliriz. Şehitler tepesi hiçbir zaman boş değildi ve bundan sonra da boş kalmayacaktır.
 
Vatansever olamıyorsanız da, akıllı olun. Uslu durun. Cami duvarını pisleyen, eceli gelmiş köpekliğinizden vazgeçin.
 
Mücella Pakdemir
01.03.2020
 

( Sami Biberoğulları Nın Vır Var Etmeyin Ona Buna Da Saldırmayın Makalesi Üzerine başlıklı yazı M.Pakdemir tarafından 1.03.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.