Ölüm gerçek… Ha Coronavirüs’ten ha kanserden, ha
depremden… Ölümünde bir sebebi var! Diyecekler ki falan sebepten öldü. Kur’anda
Allah der ki, insanların canını alan yalnızca benim, vakti geldiğinde sebep ne
olursa olsun o canı alırım.
Her insanın kısa uzun bir ömrü var. Yaşaması için
Allah Rahman ismi ve sıfatıyla ona her şeyi veriyor. Ona nimet veriyor,
rızıklandırıyor, her şeyi onun istediği gibi yaratıyor. Bu kadar verdiğini
yaşadığı süreçte sorgulamıyor. Her kulunun önüne yalansız ve adaletli bir Kur’an
koymuş, nasıl yaşaması gerektiğini anlatmış. Kişi dünya hayatını nasıl yaşaması
gerektiğine kendi karar veriyor, kendi rızası ile şekilleniyor tercihleri ve
geriye baktığında bu seçimi onun kaderi oluyor.
Her tercihte doğru bir adım atılmışsa, bunun sonuçları
kişinin başına dert örmüyor. Aksine onu mutlu edecek güzel şeyleri sunuyor.
Ancak, bu güzelliği herkesin yapması da gerekiyor. Yaşadığı toplumda herkesin
bu güzel yaşamı yaşaması için etrafında ki bozuk halkaya bunu anlatması
gerekiyor. Örneğin, kişi sigara içmiyor ama bulunduğu ortamda içenler sayesinde
kendisi bu dumanı çekerek pasif içici oluyor. Sigara içmeyen kişi, içen
kişilerin içmemesi için onları ikna etmeli ki, onun zararları etrafa yayılmasın!
Kısacası kişi kendini kötülükten koruduğu kadar çevresinin de bu kötülükten
arınması için çaba göstermesi zorunludur.
İslami yaşam, bir cemiyet yaşamıdır. Herkesin herkes
üzerinde hakları vardır. Bencillik ve zalimliğe karşıdır. Duygudaş olmayı
ister. Namaz, oruç, zekât gibi ibadetlerin yapılması kişiyi bağlarken, bu
ibadetlerin düzene girmesi ve makbul olması için ahlaki ve sosyal unsurlar dört
dörtlük yaşanmalıdır. Kişi yaşadığı ölçekte, çevresi de bunu aynen yaşamalıdır.
Örneğin hava ortak kullanımdır. Kimse havasız
yaşayamaz. Onu kirlettiniz mi, hastalıklar başlar. Bunun için o yörenin halkı
ayaklanır ve yeniden temiz hava inşa edilinceye kadar mücadele devam eder. Rabbim havayı nasıl ücretsiz ve ortak kullanım
olarak sunmuşsa, ihtiyaçlarımızı ve yaşamda olmazsa olmazları birbirimize sebep
kılmıştır. Her kişi işin bir ucundan tutup üzerine düşeni yapmalı ve mutluluğa
giden yol açılmalıdır. Mutluluk toplumsal bir mücadelenin sonucudur. Bunu bozan
her kişi, dengenin bozulmasına da sebep olur, zalim olur.
Kur’anın dediği gibi, temiz olun, kardeş olun,
duygudaş olun, en doğrusunu yapmaya gayret edin. Coronavirüsü vesile kılıp,
bozulan zinciri nasıl düzeltebiliriz, nerede aksayan yerler var bulup, onları
yok etmeye gayret etmeliyiz. Biz üzerimize düşeni yapmalıyız, gerisini Allah
bilir. Kur’an da Allah’ın dediği gibi her derdin şifası mutlaka vardır. Derdi
veren dermanı da verir. Yeter ki, Allah’a hakkıyla kul olalım… Yeter ki Allah
bizden razı olsun…
Coronavirüsten korkmayın, o öldürmüyor sizi bilesiniz!
Saffet Kuramaz