Aşk-ı muhabbetin güldür sofrası.
Koklamaya gelen, devasın bulur.
Girene niyetin boldur sofrası.
Kıymetini bilen, berhudar olur.
Veysel gibi seven çarık doldurur.
Aşk odundan kalan para buldurur.
İnsanlıksa davan bu aşk öldürür.
Gözü aşkla gülen göz açık ölür.
Varsın yansın canlar aşkın od'una.
Yunus fikri alan derviş tadına.
Yakışmaz mı bunlar, ere, kadına?
Kazan kaldıranın eli boş kalır.
Merhamet beklemez acılar çeken.
Çiçek gibi olan aramaz diken.
Aç susuzdur, yemez çırayı yakan.
Hallerine gülen ahını alır.
Henüz vakit varken işmar edelim.
Demeyelim erken işmar edelim.
Çekip de giderken işmar edelim.
Adem olan aşkın tadını bilir.
Kul Fikret'im dolan aşk bademizdir.
Şu ahir ömürde dildademizdir
Ömür bitip solan ol vademizdir.
Aramazsan bile kendisi gelir.
Mehmet Fikret ÜNALAN
10 Haziran 2020 Saat 11.20
Karantina günleri
Güzelçamlı/Kuşadası
Aşık Veysel'in ilk eşi, sevdiği ile kaçıyor. Soluklanmak için Samsun'un
Bafra ilçesinde bir çeşmede duruyorlar. Aşık Veysel Şatıroğlu'nun
aşığına kaçan ilk eşine yaptıkları, kuşaktan kuşağa aktarılarak onun
ne kadar erdemli bir insan olduğu gösteriyor. İşte o sıra dışı hikaye...
Olayı Aşık Veysel’in torunu Çiğdem Özer’in verdiği bir röportajdan
öğreniliyor.
1975 İstanbul doğumlu Çiğdem Özer dedesinin ölümünden 2 yıl sonra
dünyaya geliyor. Eğitimini İstanbul’da tamamlayan Özer daha sonra
siyasete giriyor ve hat dersleri alıyor.
Halk ozanımızın ilk evliliğiyle ilgili bu sırrı torunu şöyle aktarıyor: Köyün
en güzel kızı Esma ile evlendirilmiş dedem. Yol arkadaşlıkları aileleri
tarafından uygun görülmüş iki insan...
Hayat sürprizlerle dolu, gel zaman git zaman evdeki hizmetli Hüseyin’e
kayıyor gönlü güzeller güzeli Esma’nın. Aşıklar bir gün kaçmaya karar veriyor
ve Esma çocuğunu ve dedemi bırakıp kaçıyor. Ama Veysel de aşık ve kaçacakları
gece görmeyen gözlerine rağmen her şeyi hissediyor
Neyse, bizim kaçaklar Samsun’a vardıklarında Bafra civarında soluklanmak için
bir çeşmenin başında duruyorlar. Bitkinler, açlar, ceplerinde bir kuruş para yok.
Esma çoraplarını çıkarıyor ve bir bakıyor ki içinde bir tomar para...
Dedem o zaman çok meşhur, ”Esma’ların bir ihtiyaçları var mı?” diye sorduruyormuş
devamlı akrabalarına. O kadar içi acımış ki, bir şiir yazmış ”Zalim, kafir, yetim koydun
kuzumu/ Çocuğunu geride bırakıyor, zalim kafiri Hüseyin” diye... Esma anne dedem
ölüm döşeğindeyken helallik almak için kapıya kadar geliyor. Ancak Ama “İçeri girmeye
yüzüm yok”deyip vazgeçiyor.
Kaynak: Gerçek Taraf https://www.gercektaraf.com/yasam/esinin-baskasiyla-kactigini-
ogrenen-asik-veysel-in-hikayesi-h11328.html
(
Aşk-ı Muhabbet başlıklı yazı
MehmetFikret tarafından
11.06.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.